Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam80
Toplam Ziyaret721846
Resim Tanıtım Köşesi

Japon resim sanatçısı “Ikushima Hiroshi” tarafından çizilmiş “5:55” adlı bu tablonun zarif doğasının keyfini çıkarın.

Osakalı resim sanatçısı “Ikushima Hiroshi”, zarif bulduğu çoğu bayanları, resimlerini çizmek için, atölyesine davet eder, ancak hep olumsuz yanıt alır, bu da onu karamsarlığa iter.

Aldığı olumsuz yanıtlar sonrası cesareti kırılan sanatçı, resim atölyesine yakın bir kamu dairesinde çalışan, atölyesinin önünden her gün gelip geçen tablodaki bu zarif bayanı, modelliğe ikna için, üç bayan arkadaşını seferber eder.

Bayan, mesai sonrası, her gün saat 5:55 ila 6:00 arasında, azami beş dakika atölyede bulunma kaydıyla, resim için model olmayı kabul eder. Duvardaki saatin “5:55”i göstermesi bu yüzdendir. Aslında vakit öğle sonudur, ancak sanatçı vakti resime “5:55” şeklinde yansıtmıştır.

Sanatçıya göre resim, abartılı şekilde fazla saf ton, çok sayıda da çizim hatası içermektedir. Çizim hataları kısıtlı zaman nedeniyle kaçınılmaz oluşmuştur. Bu yüzden sanatçı, tabloya uzaktan bakmayı tavsiye eder.

Tablo bugün, Tokyo'dan pek de uzak olmayan, elliden fazla resim sanatçısının dört yüz elliden fazla gerçekçilik tarzı tablolarının sergilendiği, Chiba Eyaleti'nde bulunan Hoki Müzesi'nde sergileniyor.

Müzede sergilenen tablolar arasında en çok rağbet gören bu tabloyu izleyen ziyaretçilerin en sık sordukları soru: Tablodaki modelin nerede olduğu.

Bilgi: Tabloya ve sanatçıya yönelik kimi bilgiler “iMedia” adlı sayfadan tedarik edilmiştir!

kosektas.net

Şiirlerle Şenlendik - 16. Bölüm

ŞİİRLERLE ŞENLENDİK - 16. BÖLÜM

"Şiirlerle Şenlendik" adlı yazı dizimizin 16. bölümünü
siz ziyaretçilerimize sunmanın kıvancını yaşıyoruz!
kosektas.net

Şair Dr. Salim ÇELEBİ

27 Şubat 2015, Cuma

Şiirlerle Şenlendik, 16 - Kâfir

Öğrendiğimiz tüm şiirler hece vezni ile yazılan şiirlerdi. Liseye başlayınca iki yeni vezin türü daha çıkmıştı karşımıza: Aruz vezni ve serbest vezin.

Aruz vezninin temeli, hecelerin kısa veya uzun okunuşuna dayanıyor; Bâki, Fuzûli ve Nedimden şiirler öğreniyorduk: mefailün, failatun, failün

Fuzuli, hoşnuttu aşkının sarhoşluğundan. Melankolisi nedeniyle gittiği doktora; yalvarıyordu derdine derman bulmasın diye.

Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib, 
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır.

(Aşk derdiyle hoşum; vazgeç ilaç vermekten tabip; 
Derdime derman bulma; yok olmamın zehri ilacındadır.)

Sadabad’da (İstanbul’da, Kâğıthane Deresi yanında, Haliç’e doğru uzanan mesire alanı) şenlikler düzenleniyor; dönemin şairleri, yazdıkları şiirleri okuyarak eğlencelere farklı bir boyut katıyorlardı, katıyorlarmış.

TARDİYE

Yâ Rabb ne intizârdır bu

Geçmez nice rûzgârdır bu

Hep gussa vü hârhârdır bu

Duysam ki ne şîve-kârdır bu

Vuslat gibi bir merâmı yok mu?

 

Kâm aldı bu çerhden gedâlar

Ferdâlara kaldı âşinalar

Durmaz mı o ahdler vefâlar

Geçmez mi bu etdiğim duâlar

Hâl-i dilin intizâmı yok mu

Aradan 50 yıl geçmesine rağmen, ünlü divan şairi Şeyh Galibin yukarıdaki tardiyesi hâlâ belleğimde. Tardiyeler: beşli dizelerden oluşan, beşinci dizeler arasında uyak bulunan, mefûlü/mefâilün/faûlün kalıbıyla yazılan şiirlerdir.

          MÜSTEZAD (ŞARKI)

          Bir sen ü bir ben ü bir de mutrib-i pâkîze-edâ
          İznin olursa eğer bir de Nedim-i Şeyda,
          Gayri yâranı bugünlük edip ey şuh feda
          Gidelim servi revanim yürü Sadabâd'a. 

Yukarıdaki dizeleri de yazan Nedim ilginç bir şairdir. Türk-İslam Sentezi düşüncesinin 6 - 7 kuramcısından biri de Prof. Dr. Ayhan Songar’dır. Tıp Fakültesinden Psikiyatri Hocamız. Ayhan Songar, “Psikiyatri” kitabında birçok ruhsal hastalığı anlatıyor, eşcinselliğin de bir hastalık olduğunu belirtiyor, Divan Şairi Nedimin aşağıda tek dörtlüğü yazılan şiirini örnek göstererek, şairin eşcinsel olduğunu ileri sürüyordu.

KÂFİR

Tahammül mülkünü yıktın, Hülagu Han mısın kâfir?
Aman dünyayı yaktın, ateş-i suzan mısın kâfir?

Kız oğlan nazı nazın, şehlevend avazı avazın
Belasın ben de bilmem, kız mısın oğlan mısın kâfir

(Tahammül yurdunu yıktın, Hülagu Han mısın kâfir?
Aman dünyayı yaktın, yakıcı ateş misin kâfir?
Nazın kız-oğlan nazı, bağırışın delikanlı bağırışı,
Belasın ben de bilmem; kız mısın, oğlan mısın kâfir?)

35-40 yıl geçti aradan. Bugün artık eşcinsellik bir hastalık olarak değil; cinsel tercih olarak değerlendirilmektedir. Doğrusu da bu değil midir? Başta iletişim ve ulaşım olmak üzere, gündelik yaşamı etkileyen ve değiştiren yenilikler; toplumları derinden sarsmakta ve değer yargılarının değişmesine neden olmaktadır.

Çağımız; haberli, hünerli ve bilgiye erişmeyi bilen insanların çağıdır. Haber, hüner ve erişilen bilgi bilinci oluşturarak; her şeyi onaylayan değil, sorgulayarak karar veren yurttaşların sayısını artırmaktadır.

Üretimde, siyasette ve sanatta; dün, konu komşudan veya diğer büyüklerimizden duyduklarımız doğruyken; bugün, birebir soruşturup araştırarak öğrendiklerimiz doğrularımız olmaktadır. Artık babamızın tuttuğu partiye değil; eriştiğimiz bilginin oluşturduğu bilincimize uygun düşüncelere sahip partileri tercih etmekteyiz. Eriştiğimiz bilgi, farkına varmasak da değiştirmektedir her birimizi. 



Yorumlar - Yorum Yaz
Narcissus ve Goldmund


Mariabronn Manastırı

Narcissus ve Goldmund
Hermann Hesse

Alman yazar Hermann Hesse tarafından yazılmış olan "Narcissus ve Goldmund", iki zıt karakter aracılığıyla, insan doğasının ikiliğini araştıran felsefi bir roman.

Hikaye Orta Çağ Almanya'sında geçiyor ve zıt kişiliklere sahip iki arkadaşın etrafında dönüyor. Narkissos, manastırda kapalı, disiplin ve düzen dolu bir yaşamı seçen bir entelektüel, Goldmund ise dünyayı keşfetmek için manastırdan ayrılan, tutkulu ve meraklı, özgürlüğü seven bir birey.

Roman, ikisinin Mariabronn Manastırı'ndaki buluşmasıyla başlıyor, acemi bir keşiş olan Narcissus, Goldmund'u kanatları altına alıyor. Narcissus münzevi hayatından memnunken, Goldmund çok geçmeden manastırdan ayrılıyor, macera dolu bir yolculuğa çıkıyor.

Goldmund'un yolculuğu romantik, şehvetli ve zahmetli geçmesiyle dikkat çekiyor, sevinçleri, zorlukları, sevgiyi ve kaybı yaşıyor, sonunda hayatın kasvetli ve şehvetli yönlerini kucaklayabilen bir gezgin kimliğine kavuşuyor. Goldmund'un yolculuğu boyunca sürdüğü hayat, insan doğasının ikiliğini yansıtan keskin zıtlıkları içeriyor.

"Narcissus ve Goldmund" sadece iki arkadaşın hikayesini değil; derin felsefi ve psikolojik temaları da derinlemesine inceliyor. Roman, hayatın ikilemini araştırıyor: Apolloncu anlayış (düzen, disiplin ve zeka) Narkissos tarafından temsil ediliyor, Dionysosçu anlayış (aşk, merak ve tutku) Goldmund tarafından. Roman aynı zamanda, ruhsal ile fiziksel, bilinçli ile bilinçsiz, zihin ile beden, sonlu ile sonsuz arasındaki gerilimi de inceliyor.

Sonunda Goldmund, yıllarca dolaştıktan sonra, manastıra geri dönüyor ve orada ölüyor. Narcissus, zıt yaşam anlayışına sahip olmuş olmalarına rağmen, paylaştıkları derin bağın farkına varıyor ve Goldmund’u vakitsiz kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyor.

 
Hermann Hesse'nin "Narcissus ve Goldmund" adlı kitabının Türkçe, Almanca ve İngilizce PDF sürümleri burada:

Türkçe  DeutschEnglish
TıklaKlickeClick




Bilgi: Bu sütuna aktarılmış bilgiler, Britannica sayfası aracılığıyla edinilmiş bilgilerdir.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası