Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam135
Toplam Ziyaret676327
Kitap Tanıtım Köşesi


Milliyetçilik:
Türkiye'nin Ayak Bağı!

“Erdoğan Aydın, bugün Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu bir etkinliğe çağırıyor okuru: Düşünmeye! Rehberlik ediyor üstelik.” 

Milliyetçilik: Türkiye'nin Çıkmazı l Erdoğan Aydın l ISBN: 9789750406355


Milliyetçilikle dünyayı ve insanlığı sürekli savaş gerilimine sokmaktan başka bir şey yapılamayacağı bir yana; ülkenin sorunlarına da çözüm üretilemez!

Modernçağ tarihinin de gösterdiği gibi milliyetçilik; insanlığa, ortaçağdaki dinsel ideolojilerle kıyaslanacak denli büyük felaketler getirmiştir. Bütün savaşlar, artan silahlanma, eğitim, sağlık ve kalkınma bütçelerinin kısılması, hep milliyetçilikle meşrulaştırılmıştır. Dahası; insanı ve haklarını, dinin yerini alan yeni bir kolektif kimlikle ezmenin ve burjuvazinin çıkarlarına feda etmenin aracı olmuştur.

Sorunlarımızı görüp aşmamızı sağlayacak demokratik sağduyumuzu elimizden alıp, bizi öteki inanç ve halklara düşman etmekte din nasıl olumsuz bir misyon görmüşse, milliyetçilik de modern koşullarda aynı misyonu görmektedir.

Bu bağlamda devlet kendi halkına, sürekli olarak "davulcuya kaçabilecek kız" muamelesini reva görmektedir.

Özetle bu kitapta, milliyetçiliğin -ve yanısıra dinin- halkın kontrolü, tektipleştirilmesi ve haklarının unutturulması için nasıl temel bir ideolojik araç olarak kullanıldığı gösterilmektedir.

Kitap, kâh tarihe gidip, kâh günümüzde tartışılan sorunlara gelerek, milliyetçilikle şekillendirilmiş Türkiye’nin öyküsünü anlatıyor.


Milliyetçilik: Türkiye'nin Çıkmazı l Erdoğan Aydın  
ISBN 9789750406355

Şiirlerle Şenlendik - 22. Bölüm

ŞİİRLERLE ŞENLENDİK - 22. BÖLÜM

"Şiirlerle Şenlendik" adlı yazı dizimizin 22. bölümünü
siz ziyaretçilerimize sunmanın kıvancını yaşıyoruz!
kosektas.net

Şair Dr. Salim ÇELEBİ

24 Nisan 2015, Cuma

Şiirlerle Şenlendik, 22 - Sazlı Köyün Aksakallı (İlerici) Hocası

Kışladaki asker mektup yazar da köyden kışlaya mektup yazılmaz mı? Şair Abdürrahim Karakoç, askerlik nedeniyle gurbete giden arkadaşına, haberler veriyor köyünden “Askere Mektup” adlı şiiriyle. Abdürrahim Karakoç’la aynı dünya görüşüne sahip değilim; fakat bu durum şiirin güzelliğini değiştirmiyor ki!

Bu şiiri 1960’lı yılların sonlarına doğru okuduğumu sanıyorum. Şiir, internette, birçok sitede mevcut. Şiiri ezberlemişim ve şiirin ezberimde kalan şekliyle, internette yazılı olan şekli arasında bir çelişki var. Aklımda ve ezberimde kaldığı kadarıyla, şiirin dördüncü kıtasının üçüncü satırı, “Sazlıköy’ün aksakallı hocası” şeklinde idi; fakat tüm sitelerde bu değiştirilmiş ve “Sazlıköy’ün ilerici hocası” şekline dönüştürülmüş.

Aklımda yanlış kalmış olamaz mı? Olabilir tabii. Her zaman da mümkündür. Fakat şiir, askere gitmesi nedeniyle köyünden uzak kalan bir kişiye; köyde olup biteni, abartılı (mübalağalı) ve şaşkınlık yaratacak şekilde verilen haberlerden oluşmaktadır. Şiir bu bağlamda değerlendirildiğinde; ilerici bir hocanın değil, aksakallı bir hocanın minarede şarap içmesi, köyünden uzak kalan, gurbetteki bir kişide şaşkınlık yaratabilir diye düşünüyorum. (Sahaflarda Abdürrahim Karakoç’un 1964 yılında basılan, “Hasan’a mektuplar” adlı şiir kitabını aradım, bulamadım ve aramaya devam ediyorum.)

          ASKERE MEKTUP

Aziz dostum sen bu ilden gideli
Sekiz mevsim geldi-geçti duydun mu?
Gine kar koymadı baharın yeli
Şeftaliler çiçek açtı duydun mu?

Memiklerin Iraz için Kel Durdu
Sinan oğlu Muharrem'i öldürdü,
Keş Ahmet bayram da namaz kıldırdı
Kerim Ağa köyden göçtü duydun mu?

Çavuşların yumuk gözlü Tahir'i
Kahve yaptı kırk senelik ahırı,
Erkek Fatma Dişi çürük Mahir'i
Güpegündüz aldı kaçtı duydun mu?

Ala-kardır Binboğa'nın yücesi
Asker oldu Halime'nin kocası,
Sazlıköy'ün aksakallı (ilerici) hocası
Minarede şarap içti duydun mu?

Dikkat eyle anlam çıkar sözümden
Bir hızarcı geldi Mercanözü'nden,
İpsiz Mustafa'nın tek boynuzundan
On altı çift tahta biçti duydun mu?

Kenan'ların sarı saçlı Reşad'ı
On çocuğun anasını boşadı,
Sultan serbest kaldı, sarhoş yaşadı
Hürriyeti yeni seçti duydun mu?

On iki gün önce yaptık bir seçim
Tekgöz murdar öldü partisi için,
Nasreddin Hoca'nın dediği biçim
Dünyayı yanlışsız ölçtü duydun mu?

Daha bunlar bildiğimin yarısı
Gelecek mektuba kalsın gerisi,
Bu yıl Karakoç'un gönül arısı
Çiçekten çiçeğe uçtu duydun mu?



Yorumlar - Yorum Yaz
Şiir Tanıtım Köşesi

Özgürlük ve Onur Üzerine

Türk Şiiri'nin yaşayan devi Ataol Behramoğlu'nun "Özgürlük ve Onur Üzerine" adlı bu şiirini siz ziyaretçilerimize sunmaktan kıvanç duyarız!
kosektas.net

Demirtaş’a, Kavala’ya, cezaevlerinde haksız yere tutulan herkese!

Özgürlük ve onur kavramlarının
Tek ve aynı şey olduğunu düşünürüm;
Özgürüm, onurluyum çünkü,
Onurluyum, çünkü özgürüm.

Yaşamı değerli kılan da
Bu ayrılmaz birlikteliktir.
Savunduğum onurumla
Zindanda da özgürüm demektir.

Halklar da tıpkı kişiler gibi,
Onurla yaşarlar, eğer özgürlerse;
Bir halk razı demektir onursuzluğa,
Tutsaklığı yazgı kabul etmişse.

Özgürlük ve onur için verilen savaşım
Kavgaların en kutsalıdır.
Çünkü o, bilinçli tarihi boyunca insanın
Gerçekten insan olabilme uğraşıdır.

Ataol Behramoğlu