2 - ZARAFET
Yaşamında, mutlulukla yapıp haz duyduğu iki işlev vardı Hamit Albayın eşi Ferihan Hanımın: Salı günleri açılan Dikili Pazarına gitmek ve bahçedeki bitkileri sulamak. “Pazara gittiğimde, alışveriş yapmadan önce tüm Pazar yerini gezer; rengârenk sebze ve meyveleri seyrederim. Bu rengârenk sebze ve meyvelerle, hangi manavların en iyi resim yaptığını seçer ve o manavlardan alışveriş yaparım,” derdi.
2000 li yılların başında, psikanalize (Psikolojik feNomeni anlayarak, duygusal bozuklukları tedavi etme) karşı aşırı bir ilgi duymaya başlamıştım. Sürekli okuyor, öğrenmeye çalışıyor ve fırsat buldukça da uyguluyordum.
2005 yılında, önce 52 yaşındaki oğlunu kalp krizinden kaybetti ve sonra da meme kanserine yakalandı Ferihan Hanım. Ameliyat oldu, 5 yıl süreyle de tedavi gördü. Meme kanseri olgusunu hiç kimseyle paylaşmadı. Bilen 3 kişi vardı: Komşusu bir avukat, bir hanım arkadaşı ve ben. Eşine, ölümünden kısa bir süre önce anlattı yaşadığı dramatik olayı, birkaç ay sonra da kızına söyledi. Yaşadıklarıyla, en yakınındakileri bile üzmek istemiyordu.
Her sohbetten sonra, bana beyaz bir zarf verirdi. Muayene ücretim olurdu bu zarfın içerisinde. Hekimlik hayatımda, bana muayene ücretini zarf içerisinde veren tek hastam, Ferihan Hanım olmuştur.