Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam136
Toplam Ziyaret676328
Kitap Tanıtım Köşesi


Milliyetçilik:
Türkiye'nin Ayak Bağı!

“Erdoğan Aydın, bugün Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu bir etkinliğe çağırıyor okuru: Düşünmeye! Rehberlik ediyor üstelik.” 

Milliyetçilik: Türkiye'nin Çıkmazı l Erdoğan Aydın l ISBN: 9789750406355


Milliyetçilikle dünyayı ve insanlığı sürekli savaş gerilimine sokmaktan başka bir şey yapılamayacağı bir yana; ülkenin sorunlarına da çözüm üretilemez!

Modernçağ tarihinin de gösterdiği gibi milliyetçilik; insanlığa, ortaçağdaki dinsel ideolojilerle kıyaslanacak denli büyük felaketler getirmiştir. Bütün savaşlar, artan silahlanma, eğitim, sağlık ve kalkınma bütçelerinin kısılması, hep milliyetçilikle meşrulaştırılmıştır. Dahası; insanı ve haklarını, dinin yerini alan yeni bir kolektif kimlikle ezmenin ve burjuvazinin çıkarlarına feda etmenin aracı olmuştur.

Sorunlarımızı görüp aşmamızı sağlayacak demokratik sağduyumuzu elimizden alıp, bizi öteki inanç ve halklara düşman etmekte din nasıl olumsuz bir misyon görmüşse, milliyetçilik de modern koşullarda aynı misyonu görmektedir.

Bu bağlamda devlet kendi halkına, sürekli olarak "davulcuya kaçabilecek kız" muamelesini reva görmektedir.

Özetle bu kitapta, milliyetçiliğin -ve yanısıra dinin- halkın kontrolü, tektipleştirilmesi ve haklarının unutturulması için nasıl temel bir ideolojik araç olarak kullanıldığı gösterilmektedir.

Kitap, kâh tarihe gidip, kâh günümüzde tartışılan sorunlara gelerek, milliyetçilikle şekillendirilmiş Türkiye’nin öyküsünü anlatıyor.


Milliyetçilik: Türkiye'nin Çıkmazı l Erdoğan Aydın  
ISBN 9789750406355

Hastamın Ögretmeni - 11 - Nahit Hanım ve Diğer Ünlüler (3)

 Hastamın Öğretmeni

11- NAHİT HANIM VE DİĞER ÜNLÜLER (3)

Necip Fazıl'ın şiirini severim. Kendini de severim. Bir gün  Vedat'la beni yemeğe davet etti evine. Çok iddialıdır, çok aristokrat bir insandır.”

“Yemekler hazırlamış. Biz de gittik. Kapıdan girdim. O dikkatli ben de dikkatliyim. Sırası geldi, ‘Necip Fazıl Bey’ dedim. ‘Siz misafirleri terlikle mi karşılarsınız!’ Hemen değiştirip pabuçlarını giydi.”

“Biliyor musunuz boyun bağını bağlayamazdı. Önce bize uğrar, Vedat onun boyunbağını bağlardı.”

“Bir de yemin etmiş; köpeklere ekmek verecekmiş günahtan kurtulmak için: Allah onu affetsin diye. Annem de son derece müspet bir kadındı. ‘Oğlum sen deli misin? Günahsa günah. Köpeğe ekmek doğramakla günahtan kurtulmaz insan.’ dedi. Annem çok aklıselim sahibi bir kadındı. ‘Siz hâlâ mezar taşlarından medet bekliyorsunuz. Mezar taşlarından medet beklenmez,’dedi Necib'e.”

Sabahattin Ali bana da âşıktı. Ama zararlı bir çapkınlık değildi onun ki.”Sabahattin Ali’nin, Ali Kocatepe tarafından bestelenen “Eskisi Gibi” adlı şiiri Nahit Hanım için yazdığı söylenir. Sabahattin Ali, aşkına karşılık bulamayınca, ölünceye dek dost kalmak için anlaşırlar Nahit Hanımla. 

“Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım
Ben gene sana vurgunum.

Başkalarına gülsem de
Senden uzak kalsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum.

Dağları aşınca başım
Geri kaldı her yoldaşım;
Gel sevgilim, gel kardaşım
Ben gene sana vurgunum.

Gönlüm seninkine yârdi
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı...
Ben gene sana vurgunum.

İtilmiş, tekmelenmişim
Doğduğum günde yanmışım;
Yalnız sana güvenmişim
Ben gene sana vurgunum.”

 


          
 

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Şiir Tanıtım Köşesi

Özgürlük ve Onur Üzerine

Türk Şiiri'nin yaşayan devi Ataol Behramoğlu'nun "Özgürlük ve Onur Üzerine" adlı bu şiirini siz ziyaretçilerimize sunmaktan kıvanç duyarız!
kosektas.net

Demirtaş’a, Kavala’ya, cezaevlerinde haksız yere tutulan herkese!

Özgürlük ve onur kavramlarının
Tek ve aynı şey olduğunu düşünürüm;
Özgürüm, onurluyum çünkü,
Onurluyum, çünkü özgürüm.

Yaşamı değerli kılan da
Bu ayrılmaz birlikteliktir.
Savunduğum onurumla
Zindanda da özgürüm demektir.

Halklar da tıpkı kişiler gibi,
Onurla yaşarlar, eğer özgürlerse;
Bir halk razı demektir onursuzluğa,
Tutsaklığı yazgı kabul etmişse.

Özgürlük ve onur için verilen savaşım
Kavgaların en kutsalıdır.
Çünkü o, bilinçli tarihi boyunca insanın
Gerçekten insan olabilme uğraşıdır.

Ataol Behramoğlu