Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam9
Toplam Ziyaret730188
Film Tanıtım Köşesi

Fotograf: Universal Pictures

»She Said« filminden bir sahne: İnsanların konuşmalarını dinlemek de sürükleyici olabilir.

»She Said«. ABD 2022. Yönetmen: »Maria Schrader« Senaryo: »Rebecca Lenkiewicz« Oyuncular: »Carey Mulligan«, »Zoe Kazan« »Patricia Clarkson« Süre: 129 Dakika.

Aslında bu filmde, neredeyse iki saatten fazla, yıllar önce yaşananlar hakkında, konuşmalar var. 

Yönetmen »Maria Schrader«, kelimelerin gücüne güvendiği için olsa gerek, »She Said« ile, sürükleyici bir gazetecilik gerilimi yaratmayı başarmış!

»She Said«, son derece sakin ve sabırlı bir şekilde, film yapımcısı »Harvey Weinstein« ın, kimi kadınlara karşı cinsel saldırılarının nasıl ortaya çıktığını ve bu cinsel saldırılarının kadınlarda hangi kabuklanmaz, hangi iyileşmez yaralar açtığını anlatıyor.

New York Times, 5 Ekim 2017'de, araştırmacı gazeteciler »Jodi Kantor« ile »Megan Twohey« tarafından yazılan bir makaleyi ön sayfasında yayınladığında, Hollywood'da ve uluslararası alanda bir sansasyon yaratmış. Çünkü »Jodi Kantor« ile »Megan Twohey«, Oscar ödüllü »Harvey Weinstein«ın, yıllardır kendisini cinsel tacizle suçlayan kadınları susturmak için sus payı ödediğini yayınlamışlar.

Bu gerçek hikayeye dayanan »She Said«, gazeteciler »Megan Twohey« (Carey Mulligan) ile »Jodi Kantor«un (Zoe Kazan) Hollywood'daki büyük sessizliği bozma ve gücün suiistimallerini ifşa etme mücadelelerini konu ediniyor. 

»She Said«de, cinsel tacize maruz kalan kadınlar, olayı araştıran gazeteciler, soruşturma evrelerinde, büyük bir baskı, şantaj ve korku ağıyla karşılaşırlar. Karşılaştıkları tüm tehditlere, şantajlara rağmen, gerek kadınlar, gerekse cesur gazeteciler yılmazlar ve uluslararası bir dayanışma dalgasını tetiklerler. 

»She Said« kısaca, ifşanın, araştırmacı gazeteciliğin paha biçilmez değerini ve cesur gazetecilerin, amansız gerçekleri hangi koşullar altında gözler önüne serdiklerini gösteriyor!

Oyuncular: »Carey Mulligan« (Promising Young Woman) ile »Zoe Kazan« (The Plot Against America), New York Times muhabirleri »Megan Twohey« ile »Jodi Kantor«un rollerini üstlenmişler.

»She Said«, bu bağlantı aracılığıyla izlenebilir!

Film tanıtım metni, Almanca aslından, Türkçe'ye çevrilmiştir.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası
Bakmak Yetmez; Görmek Gerek
BAKMAK YETMEZ; GÖRMEK GEREK - Vaktiyle yaşadığı kimi anılarını pırıl pırıl Türkçesiyle bize aktaran seçkin şairimiz Dr. Salim Çelebi'ye çok teşekkür ederiz!
kosektas.net

Soluk soluğa girdi muayenehaneye ve “Kocam ölüyor, yetişin doktor bey,” dedi; felfecir okuyan gözleriyle.

Kısa bir soruşturmadan sonra, kocasını arı soktuğunu, arı zehrine karşı alerjisi olduğunu öğrendim; acil çantamı alarak ve Park Taksi durağından bir taksiye binerek, Dikili’nin İsmet paşa Mahallesinin yukarı kısımlarına doğru çıkmaya başladık. Hem hastaya nasıl bir tedavi uygulamam gerektiğini düşünüyor, hem de arabanın geçtiği sokağa bakıyordum. Çıkmakta olduğumuz mahallenin yukarı kısımlarında, önünden geçmekte olduğumuz yan yana duran iki evin önü kalabalıktı, insanlar koşuşturuyorlar ve çığlıklar duyuluyordu. Sorup, öğrenemedik ne olduğunu; bizi bekleyen acil bir hastamız vardı.

Baygın, yüzü boynuna, bacakları dizkapağına ve kolları da dirseklerine kadar morarmış; 55-60 yaşlarında bir erkek yerde yatıyordu. Gerekli tedaviyi yaptım ve hasta dramatik bir şekilde iyileşerek birkaç dakika içinde kendine geldi, doğruldu ve eşinin elini tutarak, “Doktorum, bu kadın beni öldürecek,” dedi. “ O kadar tembih etmeme rağmen, beni hep arı kovanı bulunan yerlerden geçiriyor…” Hayata dönmenin şakasıydı bu.

Dönüşte, benim bir doktor olarak yukarı doğru çıktığımı görmüş olacaklar ki taksinin önüne geçerek durdurdular ve her iki evdeki bayılanlar için yardım istediler. Olanaklarım ölçüsünde gerekli tedavileri yaptım.

Yan yana duran evlerden birindeki kalabalık, evin ölen annesi için ağlıyordu, diğer evdeki gözyaşlarının nedeni ise askerden gelen çocuklarına kavuşmanın verdiği sevinçti. Kaybın verdiği hüzün de gözyaşlarına neden oluyordu; kavuşmanın verdiği mutluluk da. Nedenleri farklı olsa da yoğun duyguların ürünüydü gözyaşları.

Mahalleye çıkışta sokağa “bakarken,” koşuşturarak, çığlık atan kadınlar vardı; dönüşte yanlarına vardığımızda, çığlıkların nedenlerini öğrendik, gerçeği “gördük.”

Bakmak ve görmek… Bakma olayında daha etkin olan organ gözdür. Görme olayında ise; detay, derinlik, algılama ve anlamlandırma olgularından dolayı;  gözle birlikte etkin olan organ beyindir. Bakma olayı bir fotoğrafın negatifi, görme ise fotoğrafın kendisidir. Görme olayı emek ister, emek ürünüdür. Sanatçılar çok iyi görebilen insanlardır, sanat evrenselliğini ve ortak dilini bu olgudan alır.

Sanatçıları ötekileştirilen, dışlanan toplum; yoksullaşır, yurttaşlık duyarlığını yitirir. Bir kısmımız teknoloji bağımlısı olarak gerçek yaşamdan koparılıp sanal yaşamla yaralarımızı sararken, büyük çoğunluğumuz da önce yoksullaştırılıp sonra kullaştırılıyoruz.

Kul bakar, yurttaş görür.
Kul her emre uyar, yurttaş sorgular.
Kul korkar, yurttaş örgütlenir.
Kul için görev vardır; yurttaş için hak.
Kul bireycidir, yurttaş toplumcu...

Ben yeniden keşfetmedim; ünlü düşünür Ziya Gökal, 'kul'un tarifini ünlü dörtlüğüyle yıllar önce yapmış zaten;

“Ahlak yolu pek dardır
Tetik bas önün yardır,
Sakın hakkım var deme
Hak yok, vazife vardır.”

Şair Dr. Salim Çelebi

  
2411 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Şiir Tanıtım Köşesi


Resim sanatçısı Özgür Yalım tarafından çizilmiş olan "Yaşamın Katli" isimli bu başyapıt resim severleri, insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik eder!
kosektas.net

Ateş ve Buz
Robert Frost

"Kimi der, dünya ateşle son bulacak
Kimi - buzdağına dönecek.
Arzuyu tattığım kadar,
Aklım ateşten yana olanlara kanar.
Ama iki kez son bulacaksa eğer,
Nefret hakkında yeterince bilgim var
Donarak batmak daha görkemli olacak,
Nefret ancak böyle son bulacak."

"Ateş ve Buz", XX. yüzyılın en ünlü Amerikan şairlerinden biri olan "Robert Frost"un bir şiiridir. 1920'de yayınlanan bu kısa ama etkileyici şiir arzu, nefret ve onlarla birlikte insanların yok oluş temalarını işliyor. "Robert Frost", son derece canlı ve özlü bir dil kullanarak dünyanın sonuna dair düşündürücü bir bakış açısı sunuyor.

Şiirin aslı dokuz dizeden oluşuyor, yani az kelimeyle çok şey söylüyor. İlk iki satırda "Robert Frost", "arzu" ve "nefret" kavramlarını dünyanın sonunun potansiyel nedenleri olarak düşünüyor. Ateşi, insanlığı yutabilecek tutkulu ve tüketen bir  istenç olan arzuyu temsil eden bir güç olarak sunuyor. Tersine, buzun insanlığı dondurup kontrol edebilecek soğuk ve yıkıcı bir duygu olan nefreti simgelediğini tasvir ediyor.

"Robert Frost", bu iki yıkıcı gücün potansiyel sonuçlarını tartışıyor. Ateşin yıkıcı gücünün hızlı ve hararetli bir yok oluşa yol açabileceğini, burada arzu yoğunluğunun teşvik görevi gördüğünü öne sürüyor. Öte yandan buzun kademeli ve amansız tahribatı, nefretin derin ve her şeyi tüketen doğasını temsil ediyor.

Son satırda "Robert Frost", gözlemlerini yansıtıyor ve hem ateşin hem de buzun dünyayı yok etme kapasitesine sahip olmasına rağmen, ateşle ilişkilendirilen arzunun daha tehlikeli olabileceğine ve muhtemelen yıkımın nedeni olabileceğine inandığını ifade ediyor.

Genel olarak, "Ateş ve Buz" insanlığın kendi kendini yok etme potansiyeline dair karanlık ve karamsar bir bakış açısı sergiliyor ve okuyucuları arzunun ve nefretin doğası ve bunların sonuçları hakkında düşünmeye bırakıyor.

"Ateş ve Buz" kısa ve açık bir dil kullanarak derin insani duyguları derinlemesine inceleyen, çok beğenilen bir şiir. "Robert Frost"un "arzu" ve "nefreti" temsil etmek için temel imgeleri ("ateş" ve "buz") kullanması şiire bir evrensellik duygusu getirerek okuyucuların kendi deneyimleriyle kişisel bağlantılar kurmasına olanak tanıyor.

Şiirin kısalığı da etkisini artırıyor. "Robert Frost", sadece dokuz satırda insanlığın potansiyel yıkımını özetliyor ve okuyucular üzerinde kalıcı bir izlenim bırakıyor. Şiirin özlü yapısı duygusal yoğunluğunu arttırıyor, çünkü her kelime anlam taşıyor ve genel temaya ve mesaja katkıda bulunuyor.

Üstelik ateş ve buzun yıkıcı güçleri arasındaki karşıtlık, okuyucuları arzu ve nefretle kendi deneyimleri üzerinde düşünmeye sevk ediyor. "Robert Frost"un bu duyguları keşfetmesi, kontrolsüz tutku ve kalıcı düşmanlığın tehlikelerine karşı bir uyarı görevi görüyor.

Dahası, "Robert Frost"un "Ama iki kez yok olacaksa eğer l Nefret hakkında yeterince bilgim var l Donarak batmak daha görkemli olacak l Nefret ancak böyle son bulacak" şeklindeki son cümlesinin muğlak doğası, daha derin bir yoruma davet ediyor. Bu, "Robert Frost"un hem arzunun hem de nefretin dünyayı yok etme potansiyeline sahip olduğunu düşündüğünü, ancak nefretin yıkıcı gücünü kabul edecek kadar iyi anladığını gösteriyor.

“Ateş ve Buz", az sözle çok şey anlatması, arzu ile nefretin derinlemesine araştırılması, okuyucuları insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik etmesi bakımından, güçlü ve düşündürücü bir şiir.

Kaynak: Literature English

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası