Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam14
Toplam Ziyaret761055
Norman Rockwell

Bir spor olayı, bir tartışma, zorlu bir çalışma, bir çeşit gevezelik, Norman Rockwell'in işlemiş  olduğu, resimlerine yansıtmış olduğu kimi konular, ancak uyum yıllarında ABD'li polis memurlarının himayesinde okula giden bir kız çocuğunu konu edinen “Hepimizin Yaşadığı Sorun” adlı çalışması, belki de en dikkate değer olanı.

Üretken ve yetenekli bir illüstratör olan Norman Rockwell, 20. yüzyılın ortalarında Amerika'nın en popüler sanatçısıymış ve haftalık The Saturday Evening Post dergisi için üç yüzün üzerinde kapak resmi çizmiş. 

Tarzı abartılı bir gerçekçilik olan Rockwell’in resimleri, gerçek gibi görünen insanlar, sadece bir miktar karikatür içeriyor. Rockwell zamanla, Saturday Evening Post'un okuyucu kitlesinin ilgisini çeken hikayeler ve karakterler konusunda uzmanlaşmış: Beyaz, Orta Sınıf Amerika, Yaramaz Çocuklar, Vızıltılar ve At Kuyruklular, Yakışıklı Kocalar ve Pembe Yanaklı Eşler, Nazik ve Kibar Büyükler, Sevimli Köpekler ve daha niceleri,  kimi zaman belirli bir anın hemen öncesinde, kimi zaman da  hemen sonrasında yakalanmışlar Rockwell’in fırçasına.

Resime konu olan Ruby Bridges, 1954 yılında doğmuş; aynı yıl yüksek mahkeme, aldığı bir kararla, o yıllarda okullarda yapılan ayrımcılığın anayasaya aykırı olduğunu ilan etmiş. Ancak, Ruby Bridges anaokuluna başladığı yıllarda, birçok okul yüksek mahkemenin aldığı karara uymamış. Ruby'nin ebeveynleri, New Orleans'taki okullarda yapılan ayrımcılığa karşı çıkmışlar, fakat bunun bedelini çok ağır ödemişler: Babası işini kaybetmiş, çiftçilikle uğraşan büyükannesi ile büyükbabası topraklarından ayrılmak zorunda kalmış. 

Evli ve dört çocuk annesi olan bayan Bridges Hall, New Orleans'ta, demokratik değerleri; hoşgörüyü, saygıyı ve tüm farklılıkların uyum içinde yaşamalarını teşvik etmek amacıyla, “Ruby Bridges Vakfı”nı kurmuş. Barack Obama, okullarda ayrımcılığa karşı başlatılan mücadelenin 50. yıldönümünde, Norman Rockwell Müzesi’ni Ruby Bridges Hall ile birlikte gezmiş ve o tablonun önüne geldiklerinde: "Eğer siz olmasaydınız, ben bugün başkanlık koltuğunda oturmayabilirdim!” demiş.

Ruby'nin okula yürüyüşü, Amerika’daki iç savaşa kadar uzanan bir tarihin parçası olmuş. Abraham Lincoln'ün özgürlük bildirgesine ve ABD anayasasında köleliği kaldıran bir değişikliğin kabul edilmesine rağmen, Afrika kökenli Amerikalılar hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olamamışlar. 1800'lerin sonlarına gelindiğinde ise, güney eyaletlerde yürürlükte olan "Jim Crow Yasaları", siyah tenlilerin kütüphaneler, okullar, toplu taşıma araçları ve yüzme havuzları gibi herkese açık sosyal tesisleri beyaz tenlilerle paylaşmalarını engellemiş..

Bilgi: Bu sütuna aktarılan bilgiler, "The Saturday Evening Post" adlı haftalık bir derginin Internet sayfasından edinilmişlerdir! 

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

ANILAR
 
Geçmişteki günleri tazelermişçesine...

Hayati Akdemir

 

Ne güzel olurdu çelikle çomak,

Bir kale kurup sağ diye vurmak,

İçimden geçiyor camları kırmak,

Büyüklerden azar duymak isterim.

 

Sapan olsa da atsaydım taşı,

Vurmazdım asla uçan bir kuşu,

Harmana varsaydım hızlı bir koşu,

Atlayıp düvene binmek isterim.

 

Bahçelere girip hıyar aşırsak,

Bekçi geliyor diye birden bağırsak,

Sağa sola kaçıp yolu şaşırsak,

Kesekli tarlaya kızmak isterim.

 

Happan yapsam bir kavlak taşı,

Oyunda olurdum hep ebe başı,

Kasap Ali yapardı tekten traşı,

Kafama şaplak yemek isterim.

 

Hoşumuza giderdi sıcacık hedik,

Sokulamaç oynayıp atsaydım tepik,

Kemirci-kömürcüde bulunmaz kemik,

Sığ karanlığı delmek isterim.

 

Oynar idik körebe ile saklanbaç,

Nefesin yeterse ta uzağa kaç,

Boynumda şaklardı vurunca kıbraç,

At arabasıyla gezmek isterim.

 

Yumurta tokuşturmaya bizler yetmedik,

Harmanda ceç başında yatmadık,

Malama çalıp, savurup satmadık,

Şimdi o defterleri dürmek isterim.

 

Yorulurduk top peşinde koşarken,

Yırtılırdı üstümüz yere düşerken,

Çamur olurduk derelerde yüzerken,

Şimdi oralarda yatmak isterim.

 

Eşeğin kuyruğuna bağlardık teneke,

Ardından gülerdik hep seke seke,

Koyuna gidip yeseydik lepe,

O günlere yine gitmek isterim.

 

Kış ortasında olurdu saya,

Oynardık karlarda doya doya,

Sıcaklar başlardı cemre düşerken suya,

Kalan mazilerde durmak isterim.

 

Okula giderdik kara bir önlük,

Tek urbamız vardı bayramlık günlük,

Neleri bulduk neleri yitirdik,

Oturup onları saymak isterim.

 

Düğünlerde yine çeksek halayı,

Akşam kurulurdu sin-sin olayı,

Bakır kaplar görüyor mu kalayı,

Şimdi bunları bilmek isterim.

 

Koyun gelir emişirdi kuzuyla,

Tarladan gelinirdi ayağın tozuyla,

Kimi çalışırdı oğluyla, kızıyla,

Herkes bunları bilsin isterim.

 

Orakla biçilir, ekilirdi sabanla,

Gezilirdi sabah akşam tabanla,

Kimi uğraşırdı bekçiyle, çobanla,

Köyün kurallarına uymak isterim.

 

Nöbet tutulurdu değirmende sırayla,

Otururduk geceleri gazlı çırayla,

Çok şeker alırdık iki buçuk lirayla,

Gayri dükkanlara küsmek isterim.

 

Sabah başlardı malın-maşın telaşı,

Çay yerine içerdik tarhana aşı,

Kendine özgü toprağıyla taşı,

Tozlu yollarını öpmek isterim.

 

Burnumda tüter kerme-tezek kokusu,

Zor çıkılırdı Ahmetlinin yokuşu,

Uzaktan bakınca o güzel duruşu,

Dönüp de geriye bakmak isterim.

 

Saman çekmek için kurulur çeten,

Bulgur yapmak için dönerdi seten,

Naylon gömlek yoktu giyerdik keten,

Gençlere bunları yazmak isterim.

 

Çataldağ’dan kayarken akşam güneşi,

O manzara ki dünyada yoktur eşi,

Çok şanslıdır orada doğan her kişi,

Vaktince köyümde ölmek isterim.

 

Köyümüzün kıymetini bilelim,

İzin zamanı gidelim gelelim,

Toplanalım birliğimizi kuralım,

Haydi hepinizden gayret isterim.

 

Hayati Akdemir, 11.11.2009

Mainz/Almanya


 




0 Yorum - Yorum Yaz
Teyyareler Köye İndi


Hüseyin Seyfi

Unutulmaya yüz tutmuş konuları, berrak bir dille yazıya yansıtarak, Internet ortamında manşetleştiren öğretmen Hüseyin Seyfi'ye çok teşekkür ederiz!
kosektas.net

Köyde kiremitli derme çatma üç binadan biri okul, biri sağlık- ebe evi, buna, köylü ‘ebe damı’ diyordu. Diğer kiremitli ev ise askerlik görevini yaparken gözlerini kaybeden Omar Emmi’ye devlet tarafından yaptırılmıştı. Bunlara bir de çinko kubbeli camiyi sayarsak biraz modern görünümlü dört bina. Bu modern görünümlü dört binadan dolayı köye iki uçak indiğine tanık olmuştuk.

Islak bir mart ayında dört kızdan sonra Doyduk Teyze’nin üçüz doğurduğu seneydi. Mahallede yedi sekiz yaşlarında birkaç çocuk bebekleri merak edip, Doyduk Teyze’nin evine bebekleri görmeye gitmiştik.

Bebeklere sevgi ile bakarken dışarda şiddetli bir gürültü işittik. Ara sıra köye gelen motorlu araçların gürültüsüne koşan biz çocuklar, bebekleri beşiklerinde bırakıp dışarı fırladık. Toprak evlerin tepeleri bir anda insanlarla dolmuştu. Gökyüzünde iki uçak alçaktan uçuyor köy üzerinde sanki şov yapıyordu.

İnsanlar uçaklara el sallıyor, şapkası olan yetişkin erkekler şapkalarını ellerine almışlar uçakları selamlıyorlardı. Bir iki kişi de bayrak gösteriyordu. Uçaklar gökyüzünde üç beş kilometre kadar uzaklaşıyor, tam ayrılacaklar sanıldığı anda geri dönüyorlar alçaktan köy üzerinde uçuyorlardı. Sonunda bu kadar kalabalığın merakını ve selamlayışını kıramadı uçaklar ve arka arkaya iki kuş gibi harman yerine indiler. O zamana kadar değil uçak, doğru dürüst makinalı araç bile görememiş çocuklar ve köylüler karşıya, harman yerine hücum ettiler. Uçaktan birer pilot inerek köylüleri, köylüler de onları karşıladı.

Çok geçmeden uçakların iniş nedenleri anlaşılmıştı. Köyü Hacıbektaş sanmışlar geçerken Hacıbektaş Veli Türbesini ziyaret etmek istemişlerdi. Ebe evinin iki bayrağı sağlık ocağı, caminin minaresiz kubbesi Hacıbektaş Veli Türbesi görüntüsü vermiş pilotlar köye inmişlerdi. Taşıt olarak sadece at arabalarının kullanıldığı bir zamanda, tüm köylü ilk ve son kez köye inen tayyare görmüşlerdi.

Hüseyin Seyfi


Gerçekte bu bahçe eteğinde çiçeği olan herkese açıktır. Çiçeği bu bahçeye dikmek için; çiçeğin sağlam, sağlıklı ve kaliteli olması, çiçeğin güzel kokması gerekmektedir.

Hem bir bütün olarak hepimizin, hem de ayrı ayrı her birimizin olan bu bahçeyi çiçeklerinizden mahrum bırakmayın! kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası