Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam116
Toplam Ziyaret796223
Şiir Tanıtım Köşesi


YUNUS GİBİ
Ataol Behramoğlu

Kıran vurdu memleketi
Zalimler hakan olmuştur
Yedikleri yoksul eti
İçtikleri kan olmuştur.

Kula kulluk etmeyenin
Vicdanını satmayanın
Haram lokma yutmayanın
Mekânı zindan olmuştur.

Yalan dolan yazıp çizen
Kudretliye övgü düzen
Dün dinsizim diye gezen
Bugün Müslüman olmuştur.

Emeksiz zengin olanın
Kitapsız bilgin olanın
Sermayesi din olanın
Rehberi şeytan olmuştur.

Haramisi, soyguncusu
Uğursuzu, vurguncusu
Cellat ruhlusu, soysuzu
Bakan, sadrazam olmuştur.

Korkan varsa konuşmaya
Anlam yükleyip susmaya
Gerek kalmadı korkmaya
Çünkü korkulan olmuştur.

Sesime kulak ver gülüm
Tutsaklığa yeğdir ölüm
Nerde varsa böyle zulüm
Çaresi isyan olmuştur.

Ataol Behramoğlu l

Sivil Darbe

ISBN: 9789944612630

Şiirlerle Şenlendik - 23 Bölüm

ŞİİRLERLE ŞENLENDİK - 23. BÖLÜM

"Şiirlerle Şenlendik" adlı yazı dizimizin 23. bölümünü
siz ziyaretçilerimize sunmanın kıvancını yaşıyoruz!
kosektas.net

Şair Dr. Salim ÇELEBİ

8 Mayıs 2015, Cuma

Şiirlerle Şenlendik, 23 - Göçmen İşçiler

Ortak simgeleri şiirlerinde en akıcı, en uyarlı şekilde kullanan şairlerimizin başında gelir Ozan Telli. Şiirini okuduğunuz anda, alıp götürür sizi yıllar öncesi bir yaşantınıza. Okunan sözcükler, unutulmaya yüz tutmuş simgeler; bilinç ötenizin kapısını aralar ve o anınızı dününüzle buluşturur. Anımsatır, dününüzle yüzleştirir; kendinizle barıştırır sizi.

Yaşıtım Ozan Telli: 1950 doğumlu. Şiirleriyle 1970’li yılların sonunda tanıştım. İçimizden biriydi. Bizi, bize; bizim sesimizle, bizim gibi anlatıyordu: Sade, duru, içtenlikli…

Ozan Telli’yi de kaçırdık yurt dışına. Kovduk adeta. Yazdığı şiirleri, düşüncelerini; sakıncalı saydık ülkemiz için; boğduk, yasakladık. Şu anda yurt dışında İsveç’te yaşıyor Ozan Telli. Başta yurdum insanı olmak üzere, tüm insanlar için, yeni şiirler üretmeye devam ediyor İsveç’ten.

Yurt dışına emek göçü başladığı zaman, 10-11 yaşındaydım. Önce Almanya’yı tanıdık, daha sonra da diğer Avrupa ülkelerini. Yasal altyapısı oluşturulmadan, yurt dışına emek göçünün başladığı o yıllar ne zaman aklıma düşse, hep aynı cümleleri çağrıştırır beynim: İş ve İşçi Bulma Kurumu… Ütüye ihtiyaç duymayan naylon gömlek… HB sigara… Elde taşınan pilli radyo ve teyp…

GÖÇMEN İŞÇİLER

Göçmen işçileriz göçüp gelmişiz
ayrılık şerbetin içip gelmişiz,
sıra sıra sınır geçip gelmişiz
dış düşmana terimizi satmaya,
iç düşmanın kârına kâr katmaya
ve bir ucundan tutmaya
                 bizim olan geleceği.

Biliriz toprağı sürüyen seli.
Kopmuşuz ilimizden
kopmuşuz dalımızdan…
Biliriz toprağı sürüyen yeli.
Nasıl eser
nasıl susar
               biliriz,

yedi iklim dört köşeden geliriz.
Dört çiçekten bal alırız:
Sarı
    kızıl
          kara, ak,
okyanusa akarak;
Ustanın doğduğu ülke içinde
genişler halkalar halka içinde:
Suya düşünce taş
davranınca beden
düşününce baş:
Gör neler olur
duy neler olur
uyy neler olur!..
Uyy neler…

Yaban ellerinde doğar dölümüz
yaban ellerinde kalır ölümüz.
Halkların halaya durduğu yerde;
kendi türkümüzü söyler dilimiz
kendi türkümüzü çalar elimiz:
Gitarla
        santurla
                   sazla sevdalı;
ekmekle
        şarapla
              tuzla sevdalı;
duyulur sesimiz sesler içinde
başkaldırır Güneş sisler içinde.
Gün çekeriz yaşamaya canım hey,
can çekeriz yaşamaya canım hey!
Güvercin çekeriz: Gözleri güzel.
Kartal çekeriz: Kanatları kahraman.
Çimento çekeriz, çelik çekeriz, çark çekeriz;
çıkrık çekeriz, şelek çekeriz, aşk çekeriz:
                          Yarılmış ellerimizle
                          gerilmiş kollarımızla,
                          yapısına yarınların
ve yapıların harcına.

Akar buram buram duru terimiz,
terimizin aktığı yer, yerimiz.
Beklesin bayrağımızı burçlar baharda,
nasıl da nazlı salınacak seherde
nasıl da özgür…
Gölgesinde gönenecek gönüller,
destanımız okunacak renginde.
Kırmızı yelken gibi enginde
türküsünü söyleyecek rüzgârların.
Geceyi öldürecek
Güneşi güldürecek
karışacak gök denize:
                  Mavi maviye
                  mavi maviye.
Yarışacak gök denizle:
                  Mavi maviyle
                  mavi maviyle.

Kitap Tanıtım Köşesi


UYGARLIK TARİHİ

Server Tanilli

Türkiye’de ortaöğretimin, özellikle de liselerin, 1950’lerle beraber gelip girdiği ve bugün de süren bir çıkmazı şudur: Tarih, felsefe, sosyoloji, edebiyat ve sanat gibi kültürün temel konularında, gençlere -hemen hemen- hiçbir şey verilmiyor; öğrencilerin kafalarına yalan yanlış, abuk subuk, ipe sapa gelmez birtakım şeyler tıkıştırılıyor.

Egemen sınıfların bir oyunudur bu!

Amaç da ne yapıp edip gençlerin uyanmasını engellemektir.

İşler öylesine tezgahlanıyor ki, daha liseden başlayarak gençlerin gözlerinin önüne bir “duman perdesi” çekiliyor; içinde yaşadıkları çağa ve topluma yabancılaştırılıyor.

Liselerden üniversite ya da yüksekokullara bu durumda gelen öğrencilerle bir “kültürel diyalog” kurabiliyor ve bir “kör dövüşü” dür gidiyor. Bu kitap, işte bu oyunu bozmak için yazıldı. Söyleyeceklerini de, bir “uygarlık tarihi” nin zemininde ve “çağdaş tarih” in çerçevesi içinde söylüyor.

Tek kelimeyle çağını tanıtarak.

Kültür; çağını tanıtıp bilinçlendirmiyorsa, laf yığınıdır.

Başta gençlere seslense de, temel kültüre meraklı herkesin öğreneceği çok şey var bu kitaptan. Okuyun göreceksiniz…


ISBN 6054183623