Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam73
Toplam Ziyaret803604
Film Tanıtım Köşesi


KARA KAFA
(Schwarzkopf)

Yönetmen
Korhan Yurtsever

Oyuncular
Betül Aşçıoğlu l Savaş Yurttaş l Cüneyt Kaymak l Özlem Güler l Macit Flordun l Gülsen Tuncer l Ercan Demirel l Bülent Oran l
Wolfgang Esch l Bahri Ateş

Türk yönetmen Korhan Yurtsever tarafından 1980 yılında tamamlanan Kara Kafa (Almanca: Schwarzkopf), Türk işçilerinin Almanya'ya göçünü konu ediniyor; yalnızlık, siyasi direniş, sendikal örgütlenme ve feminist hareketin hikâyesini anlatıyor. Film, 1980 yılında gösterime sunulduğunda, Türkiye'deki sansür kurulu tarafından "dost ülke Almanya'nın onuruna hakaret ediyor" gerekçesiyle yasaklanır. Yönetmen Korhan Yurtsever, filmin yasaklanmasından hemen sonra Almanya'ya sürgüne gider.

Filmin Konusu: Almanya’da bir metal işletmesinde çalışan Cafer, daha iyi bir yaşam sürme umuduyla, eşi Hacer ile çocuklarını Almanya'ya götürür. Hamile eşi Hacer, bir iş bulur ve çalışmaya başlar, ancak hemen ardından doğum yapar. İşte bundan sonra, hem aile içinde hem de aile dışında sorunlar başlar. Hacer de, Cafer de çalıştığı için, yeni doğan çocuklarının bakımı sorun olur. Çocuğun bakımını sağlamak için, oğul ve kızlarını, Türkiye’ye gönderiyoruz gerekçesiyle, okuldan alırlar, eve kapatırlar. Oğulları genellikle yalnızdır, zamanının büyük bir bölümünü kentte yalnız dolaşarak geçirir. Kızları, yeni doğan kardeşine bakmak için evde kalmak zorunda kalır. Cafer için önemli olan, çocuklarının eğitimi değil, çocuk parasının ödenmesidir.

Çok bir zaman geçmeden Cafer işsiz kalır, zamanın büyük bölümünü kahvehanelerde kumar oynayarak geçirir. Hacer, hem çalışır hem de dernek, sendika çalışmalarında, kadın örgütlerinde aktif rol alır. Hacer ayrıca, çevresinin de etkisiyle, fiziksel ve zihinsel bir dönüşüm geçirir.

Filmin asıl negatifleri 2022 yılında şaşırtıcı bir şekilde yeniden keşfedilip restore edilir. Bu sayede bu tarihi belgeyi sinemaseverlere sunma olanağı doğar.

Kara Kafa (Schwarzkopf) l 1979 l 82 dakika.

Filmi izlemek için buraya tıklayın.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Rüstem Şen Bir Öğretmendi

RÜSTEM ŞEN BİR ÖĞRETMENDİ



                  

Musa Kâzım Yalım


14 Nisan 2012

Öğretmenlik; toplumun ve onu oluşturan bireylerin kişiliğini yaratan ve geliştiren kutsal bir değerdir. Öğretmenlik; bir meslek değil, insan ruhunu ve kişiliğini biçimlendirme ve geliştirme sanatıdır. Öğretmenlik, ancak ve ancak, başta genel kültür olmak üzere, eğitimsel yetişme ve biçimlenme ile sağlanır!

Peki öğretmen kimdir? En yalın tanımıyla öğretmen; bilimsel ve sanatsal değerleri yaratanların yaratıcısıdır!

Ne ki öğretmenlik, yetersiz idareciler tarafından uygulanan çağdışı yöntemler sonrası işlevliğini kaybetmiştir. Bu yüzdendir ki ülkemizde hâlâ, minik yüreklere, koşullanmaların perdelediği gerçekleri gösterecek öğretmen kıtlığı yaşanmaktadır.

Rüstem, öğretmenliğin gerektirdiği niteliklerin tümüne sahip bir öğretmendi, 1931 doğumluydu ve benden sadece bir yaş küçüktü. Hem çocukluk, hem öğrencilik, hem öğretmenlik hem de gönül ve fikir arkadaşımdı. Hasanoğlan Köy Enstitüsüne, Çifteler (Eskişehir) Köy Enstitüsü‘nden döndüğüm yıl yazılmıştı. Hemen hemen her haftasonu birlikte olur, Köşektaş‘a olan özlemimizi paylaşır ve azaltmaya çalışırdık.

İzleyen yıllarda Köy Enstitüleri'nin adı İlk Öğretmen Okulu olarak değiştirildi ve Köy Enstitüleri fiilen kapatıldı. Yapılan bu değişiklikle İlk Öğretmen Okullarının eğitim süresi dört yıldan yedi yıla çıkarıldı. Bu yüzdendir ki Rüstem, yedi yıl özel alan eğitimi aldıktan sonra öğretmen olmuştur!

1964 -  1966 yılları arasında ikimiz de Köşektaş’ta öğretmen olarak çalıştık. Köşektaş’ta olan bu birlikteliğimizde nice doğal akışlı konuşmalarımız, nice müzikli sohbetlerimiz olmuştur.

Rüstem, öğretmenliğin getirdiği sorumluluk ve yükümlülüğü kaldırabilecek bilgi ve beceri kapasitesine (sığa) sahip bir öğretmendi. O, ülkemize yararlı bireyler yetiştirmek için var gücüyle çalışmış, öğrettikleriyle mutlu olmayı başarmış bir öğretmendi. Bu bir kanı değil, gözlemlenmiş bir olgudur!

Duyduğumda, fırsat olsa da onu ve onunla olan anılarımı hıncahınç Köşektaşlı dolu büyük bir salonda anlatabilsem, onu anılarla yaşatsam, diye geçirdim içimden. Sonra çaresiz oturup, onunla olan anılarımı kendime anlatmaya, anlattıkça ağlamaya ve böylece üzerimdeki gamı kederi dağıtmaya çalıştım. Özlemle anıyorum! Musa Kâzım Yalım


Yorumlar - Yorum Yaz
Şiir Tanıtım Köşesi

Şiirler, başarılı olduklarında,
baş döndürücü bir kısalıkta,
kayıt altına alınamayan,
sınır çizilemeyen, bitmek
bilmeyen hikayeler anlatırlar. 

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Salkım söğütler
altında koyulaşırdı sohbetler.
Politika, gaile, din; vergi, savaş, kıtlık;
gurbet, sıla, yoksulluk
ve bir de askerlik anıları
süslerdi anlatılanları.
Gocunulmazdı,
açıktı eleştiri
ve kahpe feleğe intizar vardı içinde.

Suspus olunur
çıt çıkmazdı ajans vakti.
Tefe koyulur,
safça
ve insafsızca
suçlanırdı halktan olmayan parti:
Oy vermiş,
alay edilen
birkaç tövbekâr vardı içinde.

Cepte taşınırdı kanıtlar:
Hayat Mecmuası, Akbaba;
Ferhat’tan Şirine,
Keremden Aslıya
yakılan ağıtlar
okunurdu defalarca.
Sevdiğine kavuşamayan yâr vardı içinde.

İşin en kötüsü,
pelesenk olmuştu dillerde
kalkınmasın köylü diye
kapatılan Hasanoğlan Köy Enstitüsü.
Seferberlik, jandarma,
halkın belini büken
bir de tahsildar vardı içinde.

Bazen berrak bazen çamurlu
çağıldardı dereden akan sular.
Ağzından bal damlayan
Ali Emmiler, Hasan Ağalar;
Çanakkale Gazisi
birisi topal,
nur yüzlü dört ihtiyar vardı içinde.

Şair Dr. Salim ÇELEBİ

Bilgi: İlk kez 29/11/2014 tarihinde yayınlanmış bir şiirdir!