Leonard Cohen'in seslendirdiği "The Partisan" adlı marş, aslen II. Dünya Savaşı'ndaki Fransız Direnişi'nin (Résistance) bir marşıdır. Leonard Cohen sözlerini kendisi yazmamış olsa da, ölümüne yakın yıllarda, onu "direnişin sembolü" olarak tanımlamıştır. Böylece marş, sadece geçmişe değil, her türlü zulüm ve baskıya karşı gösterilen onurlu direnişe dair evrensel bir mesaj taşımaktadır.
Leonard Cohen'in sürümü, 1943'te direniş lideri Emmanuel d'Astier de La Vigerie ile Rus asıllı şarkıcı Anna Marly tarafından "La Complainte du partisan" (Partizanın Şikayeti) adıyla yaratılan Fransızca bir marşa dayanır. Marş, savaş sırasında özgürlük için savaşan direnişçilere ilham kaynağı olur.
Leonard Cohen, bu marşı 1969 albümü Songs from a Room'da, Hy Zaret'in İngilizce uyarlamasını temel alarak kaydeder ve küresel çapta yayar.
Marş, birinci ağızdan, her şeyini kaybetmiş ancak mücadeleye devam eden bir direnişçinin yaşama bakış açısını dizelerle anlatır:
• Direnişçi, kimliğini (sık sık isim değiştirerek) ve ailesini (eşini ve çocuklarını kaybederek ) feda etmiştir.
• Sabah üç yoldaş birlikte direnirken, akşama sadece kendisi kalmıştır. Onlara yardım eden yaşlı bir kadın, askerler geldiğinde, "sır vermeden" ölmüştür.
• Direnişçiler için "sınırlar bir hapishanedir", ancak mezarlarının üzerinden esen rüzgarla birlikte özgürlüğe kavuşacaklarına ve "gölgelerden yeniden peyda olacaklarına" inanırlar.
Leonard Cohen marşı İngilizce ve Fransızca karışık söyler. Fransızca kısımlar hikayeyi daha da somutlaştırır: işgalcilerden "Almanlar" (Les Allemands) diye bahsedilir ve direnişçi "bütün Fransa'ya sahip olduğunu" söyleyerek ulusal dayanışmaya vurgu yapar.
Fransızca metin ile Cohen'in söylediği İngilizce uyarlama arasında önemli bir felsefi fark vardır:
Fransızca Aslı: "Nous rentrerons dans l'ombre" – "Gölgelere geri döneceğiz" anlamına geliyor. Direnişçilerin, direniş sonrasında, adsız kahramanlar olarak hayatlarına dönmeye hazır olduklarını anlatır.
İngilizce Uyarlama (Cohen Versiyonu): "Then we'll come from the shadows" – "Sonra gölgelerden geleceğiz". Bu ifade, zaferin ardından onurlu bir şekilde peyda olmayı ima eder.
Leonard Cohen'in "The Partisan"ı, II. Dünya Savaşı direnişinin somut acılarını (kayıp, işkence, zulüm, hapis duygusu) evrensel bir onur, fedakarlık ve umut mesajına dönüştürür. Leonard Cohen bu tarihi marşı, kişisel yorumuyla zenginleştirerek, onu her dönem ve her koşul için geçerli bir "direniş sembolü" haline getirmiştir.
Eğer Cohen'in müziğindeki bu derin tarihsel ve etiksel duyarlılık ilginizi çekiyorsa, "Story of Isaac" veya "Dance Me to the End of Love" adlı şarkılarını da dinleyebilirsiniz.
Bilgi: Aşağıya listelenmiş sayfalardan edinilmiş bilgiler ışığında yazılmış bir tanımlamadır. kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası
en.wikipedia.org l foncequence.net l equivocality.com l genius.com l americansongwriter.com l whiteboardjournal.com l latimes.com
The Partisan l Türkçe Çeviri
Kaynak
When they poured across the border
Sınıra dayandıklarında
I was cautioned to surrender,
Teslim olmamı istediler
this I could not do;
Bu yapamayacağım bir şeydi
I took my gun and vanished.
Silahımı aldım ve kayıplara karıştım
I have changed my name so often,
Çok sık isim değiştirdim
I've lost my wife and children
Karımı ve çocuklarımı kaybettim
but I have many friends,
Ancak bir çok dostum var
and some of them are with me.
Bazıları burda benimle
An old woman gave us shelter,
Yaşlı bir kadın bize sığınak sağladı
kept us hidden in the garret,
bizi tavan arasında sakladı
then the soldiers came;
Derken askerler geldi
she died without a whisper.
Fısıltısız öldü
There were three of us this morning
Bu sabah üç kişiydik
I'm the only one this evening
Akşama tek kalan benim
but I must go on;
Fakat devam etmeliyim
the frontiers are my prison.
Sınırlar benim hapisanem
Oh, the wind, the wind is blowing,
Rüzgar; rüzgar esiyor
through the graves the wind is blowing,
Mezarlıklardan rüzgar esiyor
freedom soon will come;
Özgürlük yakında gelecek
then we'll come from the shadows.
O zaman bizde gölgelerden geleceğiz