Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam18
Toplam Ziyaret795662
Kitap Tanıtım Köşesi


UYGARLIK TARİHİ

Server Tanilli

Türkiye’de ortaöğretimin, özellikle de liselerin, 1950’lerle beraber gelip girdiği ve bugün de süren bir çıkmazı şudur: Tarih, felsefe, sosyoloji, edebiyat ve sanat gibi kültürün temel konularında, gençlere -hemen hemen- hiçbir şey verilmiyor; öğrencilerin kafalarına yalan yanlış, abuk subuk, ipe sapa gelmez birtakım şeyler tıkıştırılıyor.

Egemen sınıfların bir oyunudur bu!

Amaç da ne yapıp edip gençlerin uyanmasını engellemektir.

İşler öylesine tezgahlanıyor ki, daha liseden başlayarak gençlerin gözlerinin önüne bir “duman perdesi” çekiliyor; içinde yaşadıkları çağa ve topluma yabancılaştırılıyor.

Liselerden üniversite ya da yüksekokullara bu durumda gelen öğrencilerle bir “kültürel diyalog” kurabiliyor ve bir “kör dövüşü” dür gidiyor. Bu kitap, işte bu oyunu bozmak için yazıldı. Söyleyeceklerini de, bir “uygarlık tarihi” nin zemininde ve “çağdaş tarih” in çerçevesi içinde söylüyor.

Tek kelimeyle çağını tanıtarak.

Kültür; çağını tanıtıp bilinçlendirmiyorsa, laf yığınıdır.

Başta gençlere seslense de, temel kültüre meraklı herkesin öğreneceği çok şey var bu kitaptan. Okuyun göreceksiniz…


ISBN 6054183623
Leylekler bizim köyü çok severdi
Yerkürenin kuzey yarısında, ekvator ile kuzey kutbu arasındaki bölgelerde havaların Nisan ve Mayıs aylarından itibaren ısınmaya başladığını nereden bildikleri şaşırtıcı, hatta bir mucize olan leylekler, sıcak yaz aylarını geçirmek için, soğuk kış aylarını geçirdikleri ülkelerden geri dönerler, beş – altı ay gibi uzun bir süre bizim köyde kalırlardı.

Altı - yedi ay gibi uzun bir zaman sonra, o kadar uzak mesafeleri katedip bizim köye gelen leylekler, sanki pusulaları varmış gibi, hedefi hiç şaşırmadan, Süllü amcanın tuvaletinin üzerindeki daha tam anlamıyla hazır olmayan yuvaya konarlar, gagalarını tüylerine gömerler, tüylerini kabartıp gerneştikten sonra, huzur içinde uykuya dalarlardı.

Önce erkek leylek gelirdi. Çok telaşlı bir şekilde geçen yıl bırakıp gittiği yuvayı çubuk ve otlarla onarıp yenilemeğe başlardı. İşi bittiğinde ise, özlem içinde başını gökyüzüne çevirip, dişisinin gelmesini beklerdi. Takriben bir hafta sonra, dişi leylek de, erkek leylek tarafından onarılmış olan yuvaya döner ve hemen yerini alırdı.

Leyleklerin birbirlerini karşılama töreni oldukça ilginç olurdu. Yuvanın sahibi erkek, dişisini karşılamak için kanatlarını hızla çırpar ve gagasıyla tıkırdardı. Daha sonra etraflarına aldırmadan en güzel anlarını yaşamaya başlarlardı. Baş döndüren bir yükseklikte gerçekleşen bu tutku dolu sevgi gösterisinin meyveleri dört veya beş yumurta olurdu. Takriben dört, bilemediniz beş hafta sonra tüy yumağı civcivler yumurtalarından çıkmaya başlarlardı. İşte bundan sonra anne ve baba leylek için telaş başlar, baba leylek, çığırtkan yavrularının büyümeleri için gerekli solucan, çekirge ve sümüklü böcek bulabilmek için harekete geçer, hatta bir süre sonra talep daha da artar; fare, kurbağa ve yılanlar sofrayı süslerlerdi.

Baba leylek yavrularını beslemekle yükümlü iken, anne leylek kanatlarının altına alarak yavrularını yağmur, fırtına ve kızgın güneş sıcağından korurdu.

Evin sahibi Süllü amca, doğal yaşamın bir parçası olan leylekleri gözü gibi korur, doğum yerlerine ilk kez geri dönen genç leyleklerin yuvayı onarmalarına yardımcı olur, onlara taş attırmaz, yuvadan düşüp yaralanan körpe yavruların yaralarını sarar, iyileşmelerini sağlardı.

Leylekler, bölgede havalar soğumaya başlar başlamaz, başka bölgelerden gelen diğer leyleklerle gökyüzünde birleşerek, seyredeğer bir görüntü oluşturduktan sonra, yolculuk rotaları olan Güney Afrika, Körfez, Süveyş, ve İsrail'e doğru yola koyulurlardı. 


 Süllü amca: Süleyman Ceyhan.

Lütfullah ÇETİN, 

17 Şubat 2004

  
1073 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Şiir Tanıtım Köşesi


Yunus Gibi
Ataol Behramoğlu

Kıran vurdu memleketi
Zalimler hakan olmuştur
Yedikleri yoksul eti
İçtikleri kan olmuştur.

Kula kulluk etmeyenin
Vicdanını satmayanın
Haram lokma yutmayanın
Mekânı zindan olmuştur.

Yalan dolan yazıp çizen
Kudretliye övgü düzen
Dün dinsizim diye gezen
Bugün Müslüman olmuştur.

Emeksiz zengin olanın
Kitapsız bilgin olanın
Sermayesi din olanın
Rehberi şeytan olmuştur.

Haramisi, soyguncusu
Uğursuzu, vurguncusu
Cellat ruhlusu, soysuzu
Bakan, sadrazam olmuştur.

Korkan varsa konuşmaya
Anlam yükleyip susmaya
Gerek kalmadı korkmaya
Çünkü korkulan olmuştur.

Sesime kulak ver gülüm
Tutsaklığa yeğdir ölüm
Nerde varsa böyle zulüm
Çaresi isyan olmuştur.

Ataol Behramoğlu l

Sivil Darbe l

ISBN: 9789944612630