Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam38
Toplam Ziyaret814678
Kitap Tanıtım Köşesi


𝐀𝐍𝐀𝐃𝐎𝐋𝐔’𝐃𝐀 𝐃Ö𝐑𝐓 𝐁İ𝐍 𝐘𝐈𝐋𝐈 𝐘𝐀Ş𝐀𝐘𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑
Hüseyin SEYFİ

Başlık, Aralık 2016’da yayımlanmış kitabımın adı. Ankara, Grafiker yayınlarından çıktı. 224 sayfayı kapsıyor. Önemli dağıtım ve satış noktalarında satışa sunulmuş durumda.

Kitaba epeyce emek verdim. Fasılalarla on yıldan fazla çalıştım desem yeridir.
Milat Öncesinden altmış yetmiş yıl öncesine, altmış yetmiş yıl öncesinden de dört bin yıl öncesine tutulan ayna ve aynadan yansıyan fragmanlar. Anılar, gözlemler, belgeler, kaynaklar ve küçük kurgular. Yaşadıklarımız, dinlediklerimiz…

Zamanımızdan yetmiş yıl öncesinin sosyal, politik, ekonomik, kültürel, sağlık, inanç konularının asırlarca yıl öncesi ile karşılaştırma. Benzer ve ayrı yönleri, yani değişenler değişmeyenler. Ritüeller, masallar, mitolojiler, inançlar. Atlar, trenler, kırlangıçlar, yılanlar, inekler, koyunlar kuzular…

Altmışının üstünde her Anadolu insanının ,“Aaa, bu bizim köyde vardı, ya da bu bizim oralara çok benziyor,” diyerek okuyacağı bir kitap.

“İşduşnaya, ‘soyun, seni koyun yününe yatıracağım’ dedi. Puşara’nın giysilerini çıkartmasına yardım etti. Puşara, anadan doğma çırılçıplak soyundu. Açık havada, güneşe karşı koyun yünü ile sarındı sarmalandı, evin arkasına, güney tarafa yattı. Ağustos güneşinin tepeden kızdırmasıyla Puşara, duvar dibinde terledi, acıları hafifledi…”

“O, ne kadar süslenirse süslensin, kral olduğu kadar aynı zamanda önünde baş eğip selam verdiği, ellerini havaya kaldırıp, yalvarıp yakardığı otoritenin, tanrının kulu, kölesi, uşağı olduğunun farkındadır…”

Hüseyin SEYFİ

DALINDA SEV GÜLÜ

adlı bu güzel şiiri ile, 2009 Yılı Hacı Bektaş Veli Kültür ve Sanat Etkinlikleri Serbest Vezin Şiir Yarışması'nda elde etmiş olduğu başarıdan dolayı

Dr. Salim Çelebi'yi

kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz!

kosektas.net


Anadolu, Anadolu’m;

çöreklenmiş bağrına medeniyetler

varsan varım

yoksan yok olurum...

Kıştı mevsim,

aylardan

kazma kürek yaktıran

soğuk bir mart,

ısıtmıştın içimizi Anadolu’da

“merhaba” diyerek dünyaya evlat;

göçmemiştik daha kente,

hem evde hem tarlada çalışırdı anan köyde

bense herkes gibi ırgat;

işçi yani, çiftçi bile değil, gündelikçi;

gerçi

mutlu yaşıyorduk

fakat umutlu değildik geleceğimizden:

Doyurmaz olmuştu karnımızı pullukla yapılan tarım;

bir yanımız yaralıydı

bir yanımız yarım;

göçtük, gelen biziz

fakat getiremedik

Anadolu’da kaldı geçmişimiz!

Adını biz koyduk atalarımızdan yadigâr,

dinin de bizden kökenin de

kendin yaratacaksın kendini

özünde özümüz var.

Ben köyde büyüdüm

sen kentte büyüyeceksin,

belki is karası

belki de bukle bukle sarı saçların olacak

kâkülü alnına dökülen;

karşılık görmeyen aşkların olacak

anımsadıkça tüyler ürperten;

yorulacaksın yoksulluktan

göz yaşların olacak

sırılsıklam ıslanacak bedenindeki ten;

yılmayacaksın yaşamdan

korkmayacaksın sana yaklaşandan;

gerçekleşemiyor yaşamda her istenen,

farklılaşıyor koşullar

değişiyor her arzuya yol açan neden;

istediğin kadar didin istediğin kadar uğraş

pişmiyor tenceredeki aş beklemeden !

Sabretmelisin evlat, sabretmelisin;

zarara zararla

zulme zulümle

karşılık vermemelisin;

doğarken devraldığın görev bu

insanlığa yakışan töre bu.

Hoşgörün ve mazlum yanın

benzetilecek bazen bir mumyanın sessizliğine

suçlanacaksın;

göz yaşların dindirecek susuzluğunu

damla damla yutacaksın;

sırlar saracak bedenini

çılgınca alkışlanacaksın;

fakat,

kulağına küpe olsun evlat, gerçek tektir;

denenmişse geçmişte

balyozun gücü asırlarca örste,

hiç şüphen olmasın

gelecek gerçektedir: Akılda,

kıldan ince kılıçtan keskindir her sözcük;

gün gelir yük olur

ödetir bedelini;

eleştir, eleştiril

fakat uygarca kullan balla kapladığın dilini.

Yüksünme,

evire çevire

tüm içtenliğinle şöyle bir bak tarihe:

Darağacında

destanlaşan Pir Sultan...

Servetin ve yasın değil,

“kitapların kalsın çocuklarına mirasın”

diyen Cafer-i Sadık;

Hak yolunda gık demeyen Hallac-ı Mansur

-Hallacı Mansur ki, işkenceciler için bile af diler ve

bitmedi daha, dur;

“Ben, konuşan Kuran’ım.” diyen İmanım Ali

ve “incinsen de incitme!” deyişiyle Hacıbektaş-i Veli

ve daha daha niceleri

rehberin olsun,

dalında sev gülü.






0 Yorum - Yorum Yaz
Kitap Tanıtım Köşesi


𝐀𝐍𝐀𝐃𝐎𝐋𝐔’𝐃𝐀 𝐃Ö𝐑𝐓 𝐁İ𝐍 𝐘𝐈𝐋𝐈 𝐘𝐀Ş𝐀𝐘𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑
Hüseyin SEYFİ

Köşektaşlı öğretmen Hüseyin Seyfi’nin yazdığı "Anadolu'da Dört Bin Yılı Yaşayanlar" adlı kitap, Anadolu'nun binlerce yıllık geçmişi ile yakın tarihi arasındaki sürekliliği ve şaşırtıcı benzerlikleri inceleyen bir sosyolojik çalışma.

Kitap, yazarın kişisel gözlem ve deneyimleri üzerinden ilerleyerek, Anadolu insanına özgü sosyal, ekonomik ve kültürel hayatta değişen ve değişmeyen unsurları araştırıyor.

Kitabın İçeriği ve Yaklaşımı

Öğretmen Hüseyin Seyfi, binlerce yıllık bir zaman diliminde Anadolu'da yaşamın ne kadar değiştiğini ve neyin değişmeden kaldığını sorguluyor.

Kısaca Ana Konular:

Zamansal Süreklilik: Çalışma, uzak geçmiş ile 50-60 yıl öncesine kadar olan yakın geçmiş arasına sosyolojik bir ayna tutuyor.

Değişim ve Değişmezlik: Bin yıllar içinde sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamda gerçekleşen değişimler ile köklü bir şekilde devam eden gelenek ve alışkanlıklar karşılaştırılıyor.

Anadolu İnsanının Portresi: Öğretmen Hüseyin Seyfi, bu kadim coğrafyada yaşamış ve yaşamakta olan insanların deneyimleri, mücadeleleri ve hayata bakışları üzerinden bir anlatı sunuyor.

Kitabı Edinebilme Seçenekleri:
Kitap, Türkiye'deki ve Almanya’daki kitapçılarda ve yayınevi sitelerinde satılmakta.

amazon.com.tr: Kitabın listelendiği sayfada fiyat 75,00 TL olarak görünmekte.

hepsiburda.com: "Grafiker Yayınları Anadolu'da Dört Bin Yıl Yaşayanlar" başlığıyla satışa sunulmuş.

ekinkitap.com: Sitede 82,00 TL fiyatla listelenmiş.

kolnkutuphane.de: Avrupa’da yaşayanlar kitabı, Köln Kütüphane’den, 9,06 Euro karşılığında edinebilirler.

📚 Kitap ve Yazar Hakkında Temel Bilgiler
· Yazar: Hüseyin Seyfi
· Yayıncı: Grafiker Yayınları
· İlk Basım Tarihi: 1 Aralık 2016
· Sayfa Sayısı: 228
· ISBN: 978-6059247436

Hüseyin Seyfi, 1953 Köşektaş doğumludur. İktisat fakültesi kamu yönetimi bölümünü bitirmiş, öğretmenlik ve turizm gibi görevlerde çalışmıştır. Yerel gazete ve dergilerde yazıları yayımlanmış, "Gün Sürüyor Yıldızlar" adlı bir şiir kitabı bulunmaktadır. Halen Avanos'ta yaşamaktadır.



kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası