Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam14
Toplam Ziyaret710104
Hippiler ve Yippiler

Yol kenarında çiçek satan genç bir Hippi kız l Oklahoma l ABD l 1973

“Hippi” kelimesi, İngilizce’de “güncel olan”, “modaya uygun” anlamına gelen “hip” kelimesinden türetilmiş. 1950'lerde San Francisco, Los Angeles ve New York gibi metropollerdeki bohem sanatçıları temsil eden, onlara ilham veren “Allen Ginsberg”, “Jack Kerouac” gibi, sıradan anlatı değerlerini, alışılmış yaşam tarzlarını reddeden, geleneklere karşı duran, özgürlükçü düşünce ve ifade tarzını benimseyen entelektüel kimseler, Hippi diye adlandırılmış. 

Hippi terimi daha sonra, büyük ölçüde, o dönem, “San Francisco Chronicle” adlı bir gazetede köşe yazarlığı yapan “Herb Caen”in, köşe yazılarında Hippilere ve yaşam tarzlarına sık yer vermesi sayesinde, 1967 yılından itibaren, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İngiltere de dahil olmak üzere, diğer tüm ülkelere yayılmış.

Hippi hareketi kısmen, ABD'nin Vietnam Savaşı'na katılmasına ve savaş boyunca işkence, tecavüz ve toplu infaz gibi sayısı belirsiz savaş suçu işlemiş olmasına muhalefet olarak ortaya çıkmış olsa da, “Hippiler”, "Yippiler" olarak bilinen aktivist yandaşlarının aksine, siyasetle pek meşgul olmamışlar, bir küstahlık olarak gördükleri hayatı istedikleri şekilde yaşamayı tercih etmişler.

“Yippiler” (Yippies) olarak adlandırılan “Uluslararası Gençlik Partisi” (YIP), Amerikan gençliği odaklı, savaş karşıtı, radikal ve devrimci bir hareket olarak, 31 Aralık 1967'de kurulmuş. Anti otoriter bir gençlik hareketi olan Yippiler, 1968'de bir domuzu ("Ölümsüz Pigasus") Amerika Birleşik Devletleri Başkanı adayı olarak göstererek, sosyal statükoyla alay etmişler.

‘Yippie'lerin bir akıma üyeliği ya da hiyerarşisi olmamış. Hareket, 31 Aralık 1967'de, New York'taki bir apartman dairesinde yapılan bir toplantıda Abbie HoffmanJerry Rubin, Nancy Kurshan ve Paul Krassner adlı aktivistler tarafından kurulmuş. Kendi anlatımına göre Yippi ismini, Hippi isminden esinlenerek olsa gerek, Paul Krassner icat etmiş. Neden Yippi? diye soranlara; Basın 'Hippi'yi yaratır da, biz 'Yippi’yi yaratamaz mıyız?" demiş.

Bilgi: Hippiler ve Yippiler, Encyclopedia Britannica’dan edinilmiş bilgiler ışığında yazılmış bir tanımlamadır!


kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunım Sayfası

Luis Armstrong

LUIS ARMSTRONG



Louis Armstrong kimdir, 1920′ lerde Amerikan caz müziğini önemli ölçüde etkileyip klasikleştiren ve caz tarihin en iyi trompetçisi olarak anılan büyük caz ustası olarak bilinir.

Louis Daniel Armstrong, 4 Ağustos 1901 tarihinde ABD’nin Louisiana eyaletinde New Orleans şehrinde fakir bir ailenin ferdi olarak doğmuştur. Babası William Armstrong, Louis daha küçük bir çocukken evi terketmişti. Annesi Mary Albert Armstrong’dur. Beatrice adında bir kız kardeşi vardır.

Louis Armstrong’un çocukluğu, annesi ve küçük kızkardeşine bakarak geçti. Resmi bir eğitim almadı ancak zeki bir çocuktu ve hayatta kalmak için gerekli “sokak bilgisini” hemen edindi. Normal işlerin yanı sıra sokaklarda şarkı söyleyerek de para kazanmaya başladı. Daha sonraları bandolarda ve New Orleons’ın nehir gemilerinde çaldı. Mississippi nehrinde aşağı yukarı turlayan bir vapurda, tanınmış Fate Marable adlı grupla çalışmaya başladı.

11 yaşında yılbaşı gecesi üvey babasına ait bir silahla sokakta rastgele ateş açmak suçuyla bir ıslahevine gönderildi. Islahevi korosunda önce şarkıcı, sonra perküsyoncu ve kornetçi olarak yer aldı. Birkaç yıl sonra ıslahevinden çıktığında tek han alarak müziğe devam etmekti. Para kazanmak için bir at arabasıyla kömür dağıttı. Bu arada da ödünç aldığı kornetlerle bulabildiği her grupla müzik yapıyordu.

Bu farklı genç, çok geçmeden şehrin en önemli cazcılarından biri olan Joe “King” Oliver’in dikkatini çekti ve Oliver onu müziksel bir himaye altına aldı. Oliver’la olan ortaklığı Armstrong’a birçok kapı açtı. Önce reddetse de Oliver’ın ikinci daveti üzerine Chicago’ya, onun orkestrasında çalışmaya gitti. Ve bu kariyerinin dönüm noktası oldu. Bir süre sonra Louis Armstrong’la grubun bayan piyanisti “Lillian Hardin” arasında bir yakınlaşma oldu ve 1924’te evlendiler. Daha sonra New York’a gitti, zamanın en ünlü Afrikan-Amerikan grubu Fletcher Henderson’ın orkestrasına katıldı ve New York’luları hayran bırakan müziğini orada da sergiledi.1926 yılında tekrar Chicago’ya döndüğünde artık oldukça ünlüydü. Karısının orkestrasında “Dünyanın En İyi Trompetçisi” adı altında çalmaya başladı.

1926 yılında Chigago’ya döndü ve kendi ismi altında ünlü ‘Hot Five and Hot Seven’ adlı içinde ‘Potato Head Blues’, ‘Muggles’ ve ‘West End Blues’ adlı hit şarkıların olduğu albümünü yayınladı. Armstrong’un ‘West End Blues’ şarkısındaki trompet girişi caz tarihindeki en meşhur doğaçlamalardan biri olarak kabul edildi.

Müzik yeteneği ve yaratıcı kişiliği ile bölgesel dans müziği halindeki caz müziğini popüler bir müzik haline dönüştürdü. Kariyerinde ki ilk başarılarını trompetçi olarak kazanan Armstrong, ilerleyen zamanlarda en önemli caz şarkıcılarından biri oldu.

1926’da iki müzisyen arkadaşıyla ortak bir klüp işletmeye başladı. 30’lu yıllarda korneti bırakarak tamamen trompete yöneldi. Los Angeles’ta Les Hite’ın, New York’ta da Chick Webb’in orkstrasıyla çalıştı. 1932 ve 33 yıllarında Avrupa’ya ilk ziyaretlerini yaptı.

Armstorng, New York, Los Angeles ve ardından Avrupa’yı turladıktan sonra kalıcı olarak 1943 yılında Queens-New York’a yerleşti.

2. Dünya Savaşı’ndan sonra Armstrong dünya çapında tanınan ve sevilen bir sanatçı olmuştu. Pek çok turneye çıkmış ve dünyanın her yerindeki sevenleri ile buluşmuştu. Plakları liste başlarında yer alıyor, şarkıları radyolar tarafından kapışılıyordu. Özellikle o zamanlar özgürlüklerine yeni kavuşmuş olan Afrika devletlerinin vatandaşları tarafından oldukça takdir edildi ve beğenildi. 1956 yılında Afrika’da verdiği konsere yüzbinlerce Louis Armstrong hayranı katıldı. 50’li yıllardan sonra Armstrong uluslar arası bir sanatçı haline gelmişti.

Louis Armstrong, ilerleyen yaşlarında trompetçi değil, bir şarkıcı olarak da uluslararası bir star olmayı başardı.

Louis Armstrong, 1924 yılında piyanist Lillian Hardin ile evlendi. 1938 yılında boşandı. Aynı yıl Alpha Smith’le evlendi. 1942’de yeniden boşanıp geri kalan yaşamını birlikte geçireceği Lucille Wilson’la evlendi.

Kalp rahatsızlığını basından saklayarak konserler vermeyi sürdürdü.

Louis Armstrong 6 Temmuz 1971 tarihinde bir kalp krizi sebebiyle 69 yaşında Queens New York’da kendi evinde öldü.


Yorumlar - Yorum Yaz
Araştırma

Facebook insanı
dar görüşlü yapıyor!
Hüseyin Seyfi

Teknoloji iletişim alanında geliştikçe sosyal ağlar da çoğalıyor. Sosyal ağlar geleneksel düşünme biçimlerini yıkıyor. Gizli ve mahrem kalması özel bilgiler açığa çıkıyor. Olaylar karşısında insanların gösterdikleri tepkiler değişiyor, özellikle gençlerin olaylara karşı gösterdikleri merhamet, acıma, heyecan gibi duygular sosyal ağlar sayesinde alışılmışın dışına çıkıyor. Onları daha bencil kılıyor.

Dijital ortamda insanların olayları kavrayış ve algılayışları farklı.  

Facebook bunlardan biri. Facebook'a günde bir milyardan fazla giriş yapılıyor.

Facebook'un insan üzerindeki etkilerini ortaya koymak bakımından gelişmiş ülkelerde birçok araştırma yapılıyor. Bu araştırma sonuçlarından anlaşıldığına göre, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumlu olumsuz etkileri, kullanıldığı süreye, kullanım amacına bağlı olarak değişiyor. Uzun süreli kullanımların olumsuz etkilere yol açtığı biliniyor. Video oyunlar ve internet benzeri teknolojileri fazla kullanan çocukların fazla uyuma, obezite, karın ağrıları sorunlarına ek olarak beyin ve sinirsel gelişimi etkilediği ileri sürülüyor. Facebook'ta çok kalan çocuğun eğitim durumu olumsuz etkileniyor. Facebook'ta fazla ilgili insanda narsist davranışlar gözleniyor.

Başka bir araştırmanın  yaşlı ve orta yaş grubu insanların,  geçlerden daha mutlu olduğunu ortaya koyması da benzer sonuca varıyor. Facebook veya Instagram benzeri ağlar insanlarda yalnızlık duygusunu körüklüyor, sanal ortamda kendinde olmayanı başkalarının varlığı ile kıyaslayarak mutsuz oluyor. [Amy Molloy, The Telegraph]

Facebook insanı dar görüşlü yapıyor;

7. Ocak. 2016 tarihli, The Telegraph com' da Victoria Ward imzası ile yayınlanan bir yazıda verilen bir araştırmada, Facebook kullanıcıları kendi inanç ve fikirlerini başkaları ile paylaşarak doğrulayıp pekiştiriyor. İnsan, kendi inanç ve düşüncelerine uyanları arayıp bulmaya meyilli olduğundan, önyargılı, tartışmasız ve tekrar eden dönüşümler içinde kalıyor. The Proceedings National Academy of Sciences 2010- 2014 arası sosyal ağlarla ilgili insanlarla yapılan görüşmeden kullanıcılar, kendi ilgi alanlarında kutuplaşmaları ve ayrımcılığı besleyen,  pekiştiren topluluklarla bir araya gelme ve toplanma eğilimindeler. Çoğunlukla ön yargılı, asılsız, doğruluğu kanıtlanmamış söylentiler, şüpheye ve paronaya kışkırtıcılığına yol açıyor. Bilimsel içeriği olmayan bölük pörçük bilgiler, haberler, hızla sosyal paylaşımcılar arasında yayılıyor ve çoğunlukla kabul ediliyor.

Sosyal ağ kullanımı ve amacı yaşa, çevreye, eğitime ve kültüre bağlı. Suistimallere- kötüye kullanımlara açık bir alan. Doğru kullanıldığında yararları çok.

Internet ağları ceplere kadar girdi. Ülkemizde sosyal ağların kullanımın yaygınlığını belirtmeye bile gerek yok. Bu yüzden konu ile ilgili bilimsel araştırmaların yapılarak kamuoyunun bilinçlendirilmesi zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiş durumda.

[Victoria Ward,
The Telegraph
]

Hüseyin Seyfi