Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam105
Toplam Ziyaret707163
Kültür Olgusu

PROFESÖR HOFSTEDE'YE GÖRE KÜLTÜR OLGUSU

Bu yazı, „Almanya’ya Göçün 50. Yılı“ nedeniyle, 19 Ekim 2011 tarihinde, Rheinland Pfalz Eyaleti Başbakanlık Binası'nda yapılmış „Farklı Kültürlerin Bir Arada Yaşama Formülü“ adlı bir sempozyumda tanıtılmış bir kültür araştırmasının
Türkçe'ye çevrilmiş özetidir!

kosektas.net

SOĞANIN CÜCÜĞÜ

21 Mart 2024, Perşembe

Dünyanın birçok ülkesinde araştırmalar yapmış Hollandalı araştırmacı profesör Geert Hofstede, kültür olgusunu bir soğanın katmanlarına benzetiyor. Hofstede’ye göre bir kültürdeki semboller -bayrak gibi, yeme içme ve giyinme gibi alışkanlıklar- soğanın en üst katmanını oluşturuyor. Soğanın ikinci katmanını idoller, yani kahramanlar, üçüncü katmanını ise selamlaşma gibi, dini törenler gibi, güncel ve dinsel ritüeller oluşturuyor. Soğanın dördüncü ve en son katmanını, yani cücüğünü ise, bir kültürün özünü oluşturan değerler; dil ve sanat, hukuk ve tarih bilinci, sorumluluk ve sorgulama bilinci, çevre ve iklim bilinci vb. oluşturuyor.  

Profesör Hofstede, daha sonra, kültürün bu dört katmanını iki ayrı gruba ayırıp, birinci gruba sembolleri, idolleri ve ritüelleri, ikinci gruba da değerleri yerleştiriyor. Profesör Hofstede’ye göre birinci gruptakiler, somut olduklarından, büyük küçük herkes tarafından kolayca farkedilebilip benimseniyorlar, ikinci gruptaki değerler ise, birinci gruptakiler kadar somut olmadıklarından, herkes tarafından benimsenmiyorlar.

Elliden fazla ülkede onbinlerce denek üzerinde kültür araştırması yapmış profesör Hofstede’ye göre birinci grupta yeralan semboller, idoller ve ritüeller bireysel ve toplumsal başarının sadece taşıyıcıları, ikinci gruptaki değerler ise motoru. Profesör Hofstede ilaveten, "kültürel değerleri zamanında doğru dürüst kavrayıp benimseyemeyen birey ve toplumlar, önlerini göremediklerinden, geleceklerine yön veremiyorlar!", diyor...

Özet ve çeviri: Lütfullah Çetin


KÜLTÜR OLGUSU, ÜLKELER ARASI KARŞILAŞTIRMA

Ülkeler arası karşılaştırma yapmak için aşağıdaki resime bir kez tıklayınız!


Şiirlerle Şenlendik - 31. Bölüm

ŞİİRLERLE ŞENLENDİK - 31. BÖLÜM

"Şiirlerle Şenlendik" adlı yazı dizimizin 31. bölümünü
siz ziyaretçilerimize sunmanın kıvancını yaşıyoruz!
kosektas.net

Şair Dr. Salim ÇELEBİ

2 Ekim 2015, Cuma

Şiirlerle Şenlendik, 31 - Savaşta İstanbul

Üniversitede okumak amacıyla, ilk kez 1967 yılında gelmiştim İstanbul'a. Tarih boyunca, 165 farklı isim verilmiş Osmanlının başkentine.

Anam, 1970'li yılların ilk yarısında gelmişti yanımıza. Okuma, yazması olmayan, çocukluğunda geçirmiş olduğu bir salgın hastalık nedeniyle, işitme engelli olan anam. Köprüleri yoktu o yıllarda İstanbul'un, Harem'den araba vapuruyla geçiliyordu Avrupa yakasına. Boğazdan geçerken, "abov!" dedi dehşetle etrafına bakarak ve sordu bana: "Bu kadar suyu nasıl biriktirmişler?"

Büyük kent olarak sadece Kayseri'yi görmüş olan anam, nereden bilecekti ki Dünyamızın üçte ikisinin su olduğunu?

Nazımın " Kuvayı Milliye Destanı" adlı yapıtını ilk okuduğumda, ben de anam gibi şaşırmıştım; İstanbul'un, kurtuluş savaşı yıllarındaki durumuna. 

"KUVAYI MİLLİYE DESTANI"NDAN

Biz ki İstanbul şehriyiz,
Seferberliği görmüşüz :
Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin,
vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi
                       bir de İttihatçılar,
        bir de uzun konçlu Alman çizmesi
                       914'ten 18'e kadar
                                    yedi bitirdi bizi.
Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şeker
erimiş altın pahasında gazyağı
ve namuslu, çalışkan, fakir İstanbullular
sidiklerini yaktılar 5 numara lâmbalarında.
Yedikleri mısır koçanıydı ve arpa
                              ve süpürge tohumu
ve çöp gibi kaldı çocukların boynu.
Ve lâkin Tarabya'da, Pötişan'da ve Ada'da Kulüp'te
aktı Ren şarapları su gibi
ve şekerin sahibi
kapladı Miloviç'in yorganına 1000 liralıkları.
Miloviç de beyaz at gibi bir karı.
Bir de sakalı Halife'nin,
bir de Wilhelm'in bıyıkları.

Biz ki İstanbul şehriyiz,
güzelizdir,
dört yanımız mavi mavi dağdır, denizdir.
Öfkeli, büyük bir şair :
«Ey bin kocadan arta kalan bilmem neyi bakir»
                                                   demiş
                                                       bize
ve bir başkası,
yekpare Acem mülkünü fedâ etti bir sengimize.

Biz ki İstanbul şehriyiz,
işte, arzederiz halimizi
       Türk halkının yüce katına.
Mevsim yazdır,
919'dur.
Ve teşrinlerinde geçen yılın
dört düvele teslim ettiler bizi,
                       gözü kanlı dört düvele
                               anadan doğma çırılçıplak.
Ve kurumuştu
            ve kan içindeydi memelerimiz.

Biz ki İstanbul şehriyiz,
Fransız, İngiliz, İtalyan, Amerikan
                        bir de Yunan,
bir de zavallı Afrika zencileri
                         yer bitirir bizi bir yandan,
bir yandan da kendi köpek döllerimiz :
Vahdettin Sultan,
                        ve damadı Ferit
ve İngiliz muhipleri
                            ve Mandacılar.

Biz ki İstanbul şehriyiz,
yüce Türk halkı,
malûmun olsun çektiğimiz acılar...


Günden Kalanlar

Günden Kalanlar
Kazuo Ishiguro

Günden Kalanlar'ın sessiz gücü, empatiyi ve iç gözlemi uyandırma yeteneğinde yatıyor, bu da onu ilgi çekici bir karakter incelemesi ve tarihsel ve toplumsal bağlamların incelikli bir eleştirisi haline getiriyor.

"Günden Kalanlar", Kazuo Ishiguro'nun 1989'da yayınlanan bir romanı. Hikaye, hayatını Darlington Hall'da Lord Darlington'un hizmetine adayan İngiliz uşak Bay Stevens'ın bakış açısıyla anlatılıyor; Stevens'ın 1956 yılında yaptığı bir yolculuk sırasında altı gün boyunca yaşadığı anılar üzerinden gelişiyor.

Stevens seyahat ederken işinin anlamı ve bir uşak olarak kimliğinin vazgeçilmez olduğunu düşündüğü "haysiyet" kavramı üzerinde düşünüyor. Darlington Hall'da uluslararası ilişkiler ve daha sonra Nazi rejimine sempatisi nedeniyle gözden düşen Lord Darlington'un ev sahipliği yaptığı siyasi ve sosyal toplantılar da dahil olmak üzere önemli olayları hatırlıyor.

Stevens ayrıca Darlington Hall'un eski hizmetçisi olan ve mektuplarıyla yolculuğuna yön veren Bayan Kenton ile olan ilişkisini de düşünüyor. Geçmişteki etkileşimleri, Stevens'ın profesyonel görevlerine olan aşırı bağlılığının gölgesinde kalan, derin, dile getirilmemiş bir bağı ve kaybedilmiş bir aşk olasılığını ortaya koyuyor.

Roman, Stevens'ın anılarıyla ve özellikle Lord Darlington'ın yanlış yönlendirilmiş eylemleri ve Bayan Kenton'ın ona karşı ifade edilmemiş duygularıyla ilgili olarak yaptığı veya yapamadığı seçimlerle boğuşurken, görev, sosyal değişim ve büyüklüğün doğası temalarını araştırıyor.

"Günden Kalanlar" hafızanın, saygınlığın karmaşıklıklarını ve hizmete adanmış bir yaşamın sonuçlarını derinlemesine inceleyen, insanlık durumuna dair derin bir araştırma. Ishiguro'nun titiz anlatım tarzı, Stevens'ın sesini hassasiyetle yakalayarak okuyucuların karakterin iç dünyasıyla derinden etkileşime geçmesine olanak tanıyor.

Romanın ana temalarından biri, Stevens'ın mesleğinin merceğinden tanımladığı şekliyle haysiyet kavramıdır. Bu ilkeye olan sarsılmaz bağlılığı onun hem gücü hem de çöküşüdür. 

Ishiguro ayrıca hem duygusal hem de politik baskı temasına da değiniyor. Stevens'ın Bayan Kenton'a olan duygularını inkar etmesi ve Lord Darlington'ın eylemlerinin ahlaki sonuçlarıyla yüzleşmeyi reddetmesi, kaçınmanın paralel biçimleridir. Roman, kişisel ve politik bütünlüğün iç içe olduğunu ve bir alanda gerçeği kabul etmemenin diğer alanda da başarısızlığa yol açabileceğini hatırlatıyor.

Stevens'ın anıları boyunca zamanda ileri geri hareket eden anlatı yapısı, belleğin yanılabilirliğini ve hatırlamanın seçici sürecini etkili bir şekilde göstermekte. Stevens'ın güvenilmez anlatımı, okuyucuları satır aralarını tekrar tekrar okumaya ve anlatımının doğruluğunu sorgulamaya davet ediyor, böylece metinle daha derin bir düzeyde etkileşim meydana geliyor.

"Günden Kalanlar" aynı zamanda 1930'ların katı sınıf yapılarından savaş sonrası daha demokratik topluma kadar Britanya'da meydana gelen toplumsal değişimlere dair bir yorum. Stevens'ın savunduğu modası geçmiş ideallerle yüzleştiği ve farklı bir yaşam olasılığını değerlendirdiği yolculuğu, ülkenin dönüşümüne dair bir eğretileme.

Sonuç olarak, Kazuo Ishiguro'nun "Günden Kalanlar", hayatta kaçırılan fırsatların ve pişmanlığın doğasının dokunaklı ve düşündürücü bir incelemesini sunan, ustaca kurgulanmış bir edebi eser. Romanın sessiz gücü, empatiyi ve iç gözlemi uyandırma yeteneğinde yatıyor, bu da onu ilgi çekici bir karakter incelemesi ve tarihsel ve toplumsal bağlamların incelikli bir eleştirisi haline getiriyor.

İsteyenler, "Günden Kalanlar" adlı bu kitabın PDF sürümüne bu bağlantı aracılığıyla ulaşabilirler.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Kamuoyu Araştırması



Önümüzdeki Pazar günü Köşektaş’ta yapılacak muhtarlık seçimi ile ilgili yürütülen tahminler l 27 Mart 2024

Toplam seçmen sayısı
: 340
Sandığa gitmeyeceği varsayılan seçmen sayısı: 40

Kullanılacağı tahmin edilen 300 oyun adaylara göre tahmini dağılımı:

Aday A → % 40,33
Aday B → % 31,00
Aday C → % 14,67
Aday D → %   7,67
Aday E → %   6,33

Tahminler, farklı kimselerin farklı bakış açılarının, seçmenlerin adaylara olan yakınlık ve akrabalık derecelerinin değerlendirilmesi sonrası yapılmıştır ve yaklaşık % 2 ila 3 oranında yanılğı payı olabileceği düşünülmektedir!

Her kim muhtar seçilirse seçilsin, kibirli ve bencil olmamasını, köylülerimiz arasında ayrımcılık yapmamasını, daha da önemlisi, muhtarlığı rant kapısı olarak görmemesini, köyümüz için canla ve başla çalışmasını temenni ediyoruz!

kosektas.net,
Köşektaş Köyü Bilgısunum Sayfası